Orhan Veli keyiften söylemişti ama 'Bizi bu havalar gerçekten mahvetti...' İnsanlar sıcaktan çalışamaz hatta evinde bile oturamaz duruma gelince, kendilerine göre birtakım önlemler almaya başladı. Bu arada "Klima olmadan asla," deyip klimasız taksiye binmek istemeyen müşterilerle, fazla benzin yakıyor diye klimasını açmak istemeyen taksiciler arasındaki tartışmalar da doruğa çıktı... İşte taksicisinden dönercisine, arkeoloğundan sanatçısına halkın sıcakla başa çıkma yöntemleri...
Siren Ertan (Modacı)
'Benim güneşe çıkmam zaten yasak'
"Kanser tedavim bir süre daha devam edeceği zaten güneşe çıkmam tamamen yasak. Ama eskiden beri güneşlenmekten ve fazla yanık tenden hiç hoşlanmam, o yüzden zorlanmıyorum. Yazın düğün ve davetler çoğaldığı için işlerim de çok artıyor. Dolayısıyla şu sıralar hayat benim için ev ve işyerim arasında geçiyor. İçerde klimalı ortamda olduğum sürece problem yok. Onun dışında da fazla sokağa çıktığımı söyleyemem, özellikle gündüzleri. Tatilde ise gölgede uzun öğle yemekleri veya teknede gölgede olmayı tercih ediyorum. Bu arada bol bol su içiyorum, ağır şeyler yemiyorum."
Prof. Tuba Ökse (Kocaeli Üni. Arkeoloji Bölüm Bşk.)
'Gece mecburen damda uyuyoruz'
"Ilısu Baraj Gölü bölgesindeki 'Salat Tepe' kazısı için 9 Temmuz'dan beri buradayız. Sıcağa karşı aldığımız ilk önlem çalışmaya sabah 05.00'te başlamak oldu. Mesaimiz 13.00'de bitiyor, saat 16.00'dan sonra tekrar başlıyor. Aslında geçen senelerde buralar daha sıcaktı diyebilirim ya da biz sıcağa gerçekten alıştık. Çünkü ben Kocaeli'nden yola çıkarken sıcaklık 43 dereceydi, Diyarbakır'a vardığımızda 38 derece... Ama elbette ki burada evlerin içersinde uyumak mümkün değil. Gece damda cibinlikli yataklarda yatıyoruz. İçerde pervane falan hiçbir işe yaramıyor. Yöre halkının da yaptığı gibi bol bol karpuz, su ve tuz tüketiyoruz."
Ece Aksoy (Restoran sahibi, aşçı)
'Bol bol çay içiyorum'
"Bizim dükkânımız çok küçük ve klima var. O yüzden içerisi yeterince serin. Ama sıcaklardan müşteri eksildi, insanlar sokağa çıkmak istemiyor. Yani biz müşterisizliğin dışında pek sıkıntı çekmedik şimdiye kadar. Dışarıda ise Egeli olmamın avantajını yaşıyorum, sıcağa alışkınım. Sıcaklarda herkese bol bol limonlu çay içmesini öneririm, ben öyle yapıyorum. Sıcak çay harareti alır. Dışarısı sıcak diye içinizi soğuk içeceklerle soğutmaya kalkarsanız, tam tersi hararet daha da artar. Neden Güneydoğu'da insanlar acı yer, içini de ısıtır ki dengeyi korusun. Doğrusu da budur."
Mustafa Sandal (Müzisyen)
'Klima kullanmıyorum'
"Mümkün mertebe klima kullanmıyorum. Klimanın ozon tabakasına ne derece zarar verdiğinin bilincindeyim. Bu konuda çok hassas ve dikkatliyim. Bu hassasiyetimi göstermek için küresel ısınmaya karşı konserler de veriyorum. Konser sırasında çok terlediğim için dört-beş tane tişört değiştiriyorum. Konser aralarında serinlemek için ise bol bol sıvı tüketiyor, su içiyorum."
Erol Günaydın (Tiyatro sanatçısı)
'Evden hiç çıkmıyorum'
"Evim bodrum katında ve büyük bir bahçem var. Girişin altı olduğu için gölge ve oldukça serin evim. Bu sıcaklarda mecbur kalmadıkça hiç dışarı çıkmıyorum. Çünkü tek kat merdiven çıkarken bile çok yoruluyorum. Gerçi ay başında yeni bir filme başlayacağım ve o zaman zorlanacağım kesin. Evde klimam yok ama bir tane vantilatörüm var, arada yüzüme üflüyor, iyi geliyor."
Ayşe Böhürler Gazeteci- AKP kurucu üyesi)
'Giysim sorun olmuyor'
"Ben de herkes gibi sıcaklarla klima ile başa çıkmaya çalışıyorum ve klimalı ortamlardan çıkmamaya özen gösteriyorum. Kapalı olmam, inanın sıcaklarla ayrı bir savaş vermemi gerektirmiyor. O açıdan her yaz gibi, ne daha ince bir kumaş seçmek ne de başka herhangi bir alternatif arayışında değilim."
Adnan Çabuk (Yoga Hocası)
'Suda yoga yapıyoruz'
"Alanya'nın Üzümlü Köyü'nün tepelerindeki Yellice Mahallesi'ndeki yoga merkezlerinden birindeyiz şu an. Ama hiç kimse sıcaktan şikâyetçi değil. Bulunduğumuz vadi her zaman rüzgârlı. Yoga merkezindeki çardaklar da her zaman serin oluyor. Yatak odalarındaki pervaneler bizi sıcaktan kurtarıyor. Vadide denizden gelen rüzgârlar, en sıcak havada bile serin serin oturmamızı sağlıyor. Bazen Afrika sıcakları geldiğinde de Dim Çayı'na inip buz gibi suların üstündeki çardakta hem oturuyoruz hem de yüzüyoruz. Soğuk suyun içinde oturup, su meditasyonu yapıyoruz."
Hamza Yılmaz, 38 (Dönerci)
"Dönerin başında bütün gün sırılsıklam oluyorum. Serinlemek için limonata içiyorum. Buzluğa ıslak bez koyup onunla serinlemeye çalışıyorum. Aşırı derecede kalp çarpıntısı yapıyor. Sıcaklar işleri de etkiledi, yani hayat bugünlerde zorlu geçiyor."
Salih Köprülü, 56 (Biletçi)
"Bol bol su ve tuzlu ayran içiyorum. Bazen başım dönüyor, gözlerim kararıyor. İşler çok kötü, hiç satış yapamıyorum. "
Erdoğan Güler, 40 (Dondurmacı)
"Sıcak hava, dondurmacı olduğumuz için satışlarımızı artırıyor. Dükkânda vantilatörle serinlemeye çalışıyoruz. Klimanın rüzgârı dondurmayı erittiği için, klima kuramıyoruz. Pervaneyi de dondurmaya zarar vermeyecek yerlere koyuyoruz. Ama sıcaktan tansiyonum çıkıyor."
Zafer Nama, 27 (Esnaf)
"Sıcak işleri çok kötü etkiledi. Bir şeyler satabilmek için hafta sonunu bekliyoruz ama hafta içinden daha kötü geçiyor. Sürekli su içiyorum, arada bir elimi yüzümü yıkıyorum. Sıcakt öyle bir yorgunluk veriyor ki İstanbul'un bütün işini ben yapmışım gibi hissediyorum."
Kurtuluş Maşası, 19 (Tezgâhtar)
"Sıcaklar yüzünden evden hiç çıkmak istemiyorum. Başım çok ağrıyor, çalışmak zorunda olduğum için aspirinlerle ayakta duruyorum. Geçen gün sıcaktan burnum kanadı. Zaten satışlar sıfır, ancak akşam serinliğinde müşteriler gelmeye başlıyor."
İsmet Orhan, 44 (Taksici)
"Sabah 06.00'dan öğlen 15.30'a kadar çalışıyorum. Arabada klima var ama 40 dereceden sonra o da kaldırmıyor. Kimi müşteri de klimadan şikâyet ediyor, o zaman kapatıyorum. Gerçi klimayı açtığımızda 40 YTL gaz yakacağımız yerde, 50 YTL'lik yakıyoruz. O yüzden taksiciler genelde pek açmak istemiyor."
Remzi Demir, 41 (Simitçi)
"27 yıldır Beşiktaş'tayım ama hiç bu kadar sıcak olduğunu hatırlamıyorum. İşlerimiz yarıdan fazla düştü. Serinlemek için bol su içiyorum, bir kovaya da su koydum terlediğim zaman elimi yüzümü yıkıyorum."
Emin Kurtar, 41 (Taksici)
"Sıcaklara tahammülde zorlanıyoruz. Bu sıcaklar küresel ısınmanın ve çirkin şehirleşmenin neticesi. Müşteriler klima açmamı istiyor ama yakıtı biraz artırdığı için bizler tercih etmiyoruz. Yol uzunsa mecburen açıyoruz, yoksa dayanılacak gibi değil."
Uğur Alçın, 24 (Büfeci)
"Tost makinelerimiz zaten yaklaşık 50 derecede çalışıyor, bir de dışarının sıcaklığı, bir türlü serinleyemiyoruz. Vantilatör var ama o da yetmiyor. Eve döndüğümde soğuk duş alıyorum ancak o şekilde etkisi biraz azalıyor. Müşteriler de sıcaktan pek uğramıyor."
Osman Yüksel, 80 (Manav)
"Gölgede oturmaya çalışıyorum. Sıcaktan meyve-sebzeler de perişan oluyor... Üstelik bu havalar satışları da çok etkiledi gelen giden yok. Şekerim de var, etkilenmemek için sürekli hap alıyorum."
Celal Kaya, 35 (Fırıncı)
"Bütün gün fırının başında sıcakla boğuşuyorum, çok zor oluyor. Klima var ama benim bulunduğum ortamın sıcaklığı yaklaşık 60-65 derece. Sıcaktan cildim kabarıyor. Tek yapabildiğimi bol bol buzlu su içmek."
Sübet Ova, 50 (Boyacı)
"Bütün gün güneşin altında çok zorluk çekiyorum. Bir de benim şekerim var, halsiz düşüyorum. Geçen gün bir su almak istedim, yolda yürürken neredeyse düşecektim. İşler bayağı düşük. Müşteri de haklı 10-15 dakika ayakkabısını boyatırken çekemez o sıcağı."
Yayın tarihi: 29 Temmuz 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/29/pz/haber,73C896F5A2AA4564A2A7C7A512087744.html
Tüm hakları saklıdır.