Yepyeni bir dönem

Umudun yerine korkuyu, barışın yerine kavgayı öne çıkaranlar, birlik beraberlik mesajı yerine bölünme tablosu çıkaranlar yine hüsrana uğradı.
Bu toprakların insanı, ister göbeğini kaşısın, ister lüks sitede otursun, tercihini net şekilde ortaya koydu.
Türkiye'nin son beş yılda yaşadığı büyük değişimi göremeyenler, insanları küçük görüp aşağılayanlar sandıkta müthiş bir tokat yedi.
Susup kenara çekilmelerini beklemeyin.
Onlar kısa bir süre sonra bildikleri türküleri çığırmaya devam edecek.
Şu anda sonuçlar karşısında renkleri morardığı için ne diyeceklerini bilemiyorlar, Meclis açılana kadar kendilerini toparlar, ahkam kesmeye devam eder onlar.
Bu seçimin en çarpıcı sonucu bence bu ülkeyi ve insanını tanımayan siyasetçilerle yazarların hezimeti kadar, "yükseliyor" denilen "milliyetçilik" balonunun da sönmesidir.
Oyların dikkatli bir okunması, bu ülkede milliyetçi partilerin güç kazanmadığını, hızla kan kaybettiğini gösteriyor.
Bu milliyetçiliğin her iki kanadı için de geçerli bir değerlendirme bence.
Bu sonuçlarla Kürt sorunu dediğimiz meselenin çözümü için çok önemli bir pozisyon kazanılmıştır.
İktidar bölgede kendisine gösterilen büyük teveccühü iyi değerlendirirse, ülkeye yıllardır can, mal ve enerji kaybettiren bu sorunu kısa süre içinde çözebilir.
Yeni hükümet özellikle ilk altı ayında en zorlu reformlara imza atarak yoluna devam ederse Türkiye büyük bir virajı dönmüş olacaktır.
AB sürecini hiç tereddüt etmeden destekleyen AK Parti'ye verilen oylar, aynı zamanda bu politikaların her iki seçmenden biri tarafından onaylandığı anlamına gelmektedir.
Yeni hükümet bu tabloyu da dikkatli okumalı ve AB yolundaki zaman kaybını en kısa zamanda kapatmalıdır.
Toplum ve siyaset mühendisleri toplama, çıkarma veya yapıştırmayla artık sonuç alamayacaklarını belki görmüşlerdir.
Ne 367 tezgahları, ne bildiriler, ne cenazelerdeki şovlar halkın kararlılığını etkiledi.
Bu sonuç Türkiye'de demokrasinin artık ne kadar kökleştiğinin de bir göstergesidir.
Artık yapılması gereken halkın iradesine saygı göstermektir.