Pazar öğle saatlerinde Bodrum'a indiğimde meydan cehennem gibi yanıyordu.
Güvercinlik'teki yangının etkisi daha havaalanında kendini gösteriyordu. Arabayla kasabaya doğru giderken sizi önce göğe yükselen dumanlar, ardından da alevler karşılıyordu.
Koca koca ağaçlar insan gibi sesler çıkararak küle dönüşüyordu.
İlk bilgiler yangının kasıtlı çıkarıldığı yönünde.
Türkiye yanan orman arazilerinin başka bir amaçla kullanılmasını kesin olarak engellemedikçe ve yangına sebebiyet verenleri en ağır biçimde cezalandırmadıkça bu yangınların önünü almak mümkün değil.
Orman yangınlarının genelde inşaat alanı olmaya elverişli bölgelerde çıkması en azından kafalarda kuşku uyanmasına yol açıyor. Burada üzerinde durmak istediğim diğer bir husus ormancılar ve itfaiyecilerin insan üstü çabaları.
Yaz sıcağında yangın sonucu 50-60 dereceye varmış ormanlar içinde çalışmak gerçekten kahramanlık.
Yangın alanının çevresindeki yangın söndürme helikopter ve uçakları devletin geçmişe göre yangınlara karşı daha hazırlıklı olduğunu gösteriyordu.
Yangın bölgesi "Kıyamet" filmini andıran bir sete benziyordu.
Bir uçak denize inip su alırken diğeri yanan ağaçların üzerine tonlarca su boşaltıyordu.
Helikopterlerin biri gidip biri gelerek dev kovalarını boşaltma yarışı yapıyordu.
Sonuçta insanın içini acıtan bir manzaraydı. Üstelik bu manzaranın ortaya çıkmasında en az dört hain elin katkısı vardı.
Turistik bölgeleri bu kıyımdan kurtarmak istiyorsak, yangın alanlarının madencilik dahil hiçbir amaç için kullanılmasına izin vermemek ve orman yakanlara terör suçlusu muamelesi yapmak şart. Yeni Meclis umarız gereken hassasiyeti gösterir.
Yayın tarihi: 17 Temmuz 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/17//haber,173BE9453B58438FA476B852C5F37E9A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.