Bir seçim böyle geçti

Siyasette her şey "sonucuyla" ölçülür... Sonuç ise ortada: Tayyip Bey başkan, AKP şampiyon... Söylenecek tek söz var: Tebrikler.
Yapılan sanki seçim değil de "referandumdu." Ve seçmen "bütün ezberleri" bozdu. Ayrıca da...
CHP, CHP olalı böyle zulüm görmedi.

Bolu, Yukarıçarşı'dan züccaciyeci İbrahim Bostancı.
Bakkal Ertan Varlık.
Ayakkabıcı Mehmet Aslan.
Çarşının "dernek başkanı" Hakan Özkan. Bize dediler ki "işler kesat, piyasa durgun, millet sıkıntıda."
Sonuç: AKP, Bolu'yu "3-0" aldı.

Karabük, Hürriyet Caddesi'nde halıcı Mehmet Akıncı. Emlakçı Mustafa Yazıcı.
Pastacı Akif Bulgulu. Söylem:
- Ortadirek kalmadı... Aş... İş...
Sonuç: AKP "3-0."

Kahramanmaraş'ın tarihi çarşısından, 52 yıllık esnaf Mehmet Karaman.
Mustafa Düzkale.
Hacı Külekçi.
Ömer Mangır.
Hepsi de "ekonomiden, piyasanın darlığından, halinden" şikâyetçi.
Sonuç:
AKP'nin Kahramanmaraş'ta aldığı oy "yüzde 67.92." 6 AKP, 1 CHP, 1 MHP.

Eğer insanlar hem "şikâyetçiyim" diyor ve hem de yine "Tayyip beyin peşinden koşuyorlarsa..."
Bundan çıkarılacak "dersler" olmalı.

AKP, 2002'de "4 ilde, yüzde 10'un altında oy almıştı."
Bugün "yüzde 10' un altına düştüğü il yok."
AKP, 2002'de 6 ilde "yüzde 50'nin üstüne çıkmıştı."
Şimdi 34 ilde "yüzde 50'yi geçti."
Antalya'da "AKP patlama yaptı."
MHP "sıçrama yaptı."
"Gerileyen" ise CHP.

Bütün bu sonuçları "eğip, bükmenin" gereği yok. "Mazeret üretmenin" de.
"Efendim, erzak paketi dağıttıkları için, bedava kömür verdikleri için böyle oldu" demenin de.
Atılan gol "nizami."
"Skor tabelası" gözler önünde.

Seçmen "ordusunu gözü gibi koruyor." Ordusuna "laf söyletmiyor."
Orduya "peygamber ocağı" diye bakıyor. Ama askerin "siyasete müdahalesini, siyaseti yönlendirmesini" istemiyor.

Gezdiğimiz yerlerde "dinledik", seçim sonucuyla da "gördük" ki...
Seçmen, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yaşananları "siyasete dışarıdan müdahale" olarak algılamış.

Seçim akşamı tam 10 saat atv stüdyosundaydık. Gece boyunca 100'den fazla konuk geldi, gitti.
Gazeteciler, üniversite hocaları, sivil toplum liderleri...
Kadınlar, erkekler...
Siyasetçiler...
Seçilenler, seçilemeyenler.
İçlerinde CHP'liler de vardı.
CHP'linin biri "başını öne eğdi, oturdu."
Öteki "medyadan yakındı."
Diğeri de, stüdyodan ayrılırken Ali Kırca ile bizim kulağımıza eğildi:
"- Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime."