Vedası erken ama mirası büyük oldu
Birikim dergisinin aktif yazarlarından sosyolog Ulus Baker geçen hafta 47 yaşında hayata veda etti. Baker kısa ömrüne karşın ardında, yıllarca konuşulup faydalanılacak pek çok yazı ile kitap ve eleştiriler bıraktı..
1960, Kıbrıs doğumlu, uzun süre Ankara'da yaşamış ODTÜ kökenli sosyolog, akademisyen, yazar ve düşünür Ulus Baker, 12 Temmuz 2007 Perşembe sabahı saat 02.30'u biraz geçe, 'karaciğer yetmezliği' nedeniyle bir süredir tedavi gördüğü İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayata veda etti. Yaşasaydı, dün (14 Temmuz) yeni yaş gününü kutlayacaktı. Baker'in babası Sedat Paker, Kıbrıs'ın ilk psikiyatrlarından biriydi. Annesi Pembe (Yusuf) Marmara ise, yine Kıbrıs'ın tanınmış şairlerindendi. Onu 'karaciğer yetmezliği' aramızdan aldı; ancak düşünen ve üreten, ama kendini - dış görünümündeki gündelik detayları sürekli erteleyen bir bohem olarak ona esas yetmeyen, gerçek dünyanın sözde düzeniydi aslında. Ölümü ardından, meslektaşı Prof. Ali Akay'ın "Mitolojik bir figürdü," sözleriyle andığı Baker, özellikle sosyalist kültür dergisi Birikim'de yayımlanan, dünya siyaseti ve Türkiye'nin durumuna sık sık yer veren karşılaştırmalı metinleri ve analizleriyle tanınan ve saygı duyulan bir imza olarak okundu. Baker ayrıca Akay'ın hazırlamış olduğu Toplumbilim dergisinin de editor ve yazarları arasındaydı. Ulus Baker, Özgür Üniversite ve Ankara Üniversitesi'nde de dersler vermişti.
BAY FIRINCI...
Yakın dostları ile birlikte, önceki gün Lefkoşa'ya, annesinin mezarının yanına sessizce uğurlanan Baker, medyatik olmaktan mümkün olduğunca uzak durdu. Şimdi, 18 Temmuz Çarşamba günü ODTÜ Sosyoloji Bölümü onun için saat 10.00 ve 12.00 arasında özel bir anma töreni daha düzenlenecek. Sevenlerinin İngilizce diline ve fikir üretimindeki berekete gönderme ile Mr. Baker / Bay Fırıncı olarak andığı usta kalem, özel yaşamının tüm mahremiyetini kendisine mal etti. Baker bundan böyle de entelektüel üretiminden asla taviz vermeyen çok yönlü bir aydın olarak hatırlanacak. Hatta bu anma dalgasının ilk etkisi, öldüğü gün Ankara'da sık sık söyleşiler verdiği Dipnot Kitabevi'nde de gerçekleşti bile. Gerçi, Baker'in makaleleri Birikim Yayınları etiketiyle Aşındırma Denemeleri adıyla 2000 yılında da basılarak halka mal olmuş ve çoktan 'medyatize' edilmişti ama olsun. Baker Hoca ayrıca, Siyasal Alanın Oluşumu Üzerine adlı bir denemenin de sahibiydi.
İNTERNET AYDINI
Bir süre Rusya'da yaşamış bir aydın olan Baker'in, Türkiye'deki Gilles Deleuze felsefe çalışmalarına da büyük katkıları olmuştu. Öte yandan, Baker'in geçtiğimiz nisan ayında Prof. Ali Akay'ın öncülüğü ile katıldığı Deleuze konferansları ve sergisinin katılımcıları arasından kaybettiği üçüncü 'düşünen adam' olması da, ayrıca acı bir tesadüf olarak tarihe geçti. Hatırlanacağı gibi Deleuze anısına Aksanat Kültür Merkezi'nde düzenlenmiş bu sergiye katılan bir sanatçı ve bir filozof, art arda hayatlarını kaybetmişlerdi (Sanatçı Thierry Kunzel ve sosyolog François Zourabichvili). Kozmopolit bir aileden gelen Baker, hayatını Sovyetler Birliği'nin yanı sıra doğum yeri olan Kıbrıs, Fransa ve Türkiye'de geçirdi. ODTÜ mezuniyeti ardından burada, Sosyoloji Bölümü'nde dersler verdi. Türkiye'nin politik-teori sahnesinde düşünceleriyle etkili olabilen Ulus Baker, medya ve film teorisiyle de ilgiliydi ve bu konuda çeşitli yayın organları ve internet kaynaklarına da metinler sunuyordu.
ADINA BELGESEL YAPILDI
Çoklu ilgi alanı onu sinema kuramcısı Vertov'dan felsefeci Deleuze'e, Spinoza'dan video sanatına büyük bir coşkuyla sevk ediyordu. Politik görüşlerinin kesiştiğine inandığı "Körotonomedya" kolektifinin, kurulduğu 1994 yılından bu yana aktif bir üyesi olan Baker, bir bakıma Türkiye'nin 'ilk' internet aydınlarından biri olarak da anılmayı hak eden türde verimliliğe sahip idi. Körotonomedya o yıllarda Hakan Topal, Aras Özgün ve Özgür Gökmen gibi gençlerce kurulmuştu. "Kanaat Nedir?" / "What is Opinion ?" başlıklı konuşmaları üç bölüm halinde bir belgesele de konu edilen Baker, fikirlerini insanlıkla paylaşabilmek için kaynak ayrımcılığına hiç gitmedi. 2 Temmuz'dan bu yana tedavi gören Baker, rahatsızlığından once, İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Dalı bünyesinde, "Görsel Düşünce" dersleri veriyordu. Ulus Baker bugün artık, ruhu ve düşünceleri ile, internet, Google veya sahaflardan günlük olana sızarak hayata daha fazla karışmayı hak eden bir insan. Baker Hoca'nın, fikir ve eleştiri yazılarına başvurulduğu sürece de ölümün tüketici maskesini, kendi aklı ve varlığıyla anlamsızlaştıracağına kuşku yok.
Yayın tarihi: 15 Temmuz 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/15/pz/haber,39B091EAF71448A088684D876959B84D.html
Tüm hakları saklıdır.