kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Temmuz 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
SOLİ ÖZEL

Oyum

Metin Toker'in alışkanlığıydı. Seçimden önceki son pazar yazısında siyasi koşulların ve seçimlerin değerlendirmesini yapar, sonunda da oyunu açıklardı. Türkiye bu seçimlere bir rejim krizinin ardından gitti. 27 Nisan muhtırasının ardından, bir de PKK terörizmi nedeniyle savaş çığırtkanlığı yükselince seçimlerin akıbetinden dahi endişe duyulmuştu.
Başbakan ile Genel Kurmjay Başkanı arasındaki Dolmabahçe buluşmasının ardından ülkedeki gerilim azaldı. Hükümetin, çetelerin üzerine gitme kararı almasıyla vatansever kisvesi altında şehit eşi dolandıran alçaklar ortaya çıkarıldı. Bunların ülkede şiddet eylemleriyle kargaşa yaratma ihtimalleri düştü. Seçim kampanyası iç ve dış politikada bu denli can alıcı ve karmaşık sorunları bulunan bir ülke açısından ibretlikti. Ülkenin hiçbir temel meselesi kampanyada doğru dürüst işlenmediği gibi, ilkelleşmenin güzide örneklerine tanık olundu.
Aslında belki de fazla bir şey beklememek gerekiyordu. Sonuçta Türk seçmenleri önlerine konan, parti başkanlarınca atanmış bir listedeki isimlere oy verecekti. Üstelik milletin yüzde 38'i bu rezillikten rahatsız da değildi.
MHP hiç değilse kendisi gibi olarak seçmenden oy istiyordu. Demokrasi dışı, asker yanlısı tutumları nedeniyle Sosyalist Enternasyonalden atılması söz konusu olan CHP ise kendini sol parti diye takdim edebiliyordu. Sol partinin ekonomi politikasından demokrasi anlayışına söyleminde hangi ögelerin sol olduğunu kestirmek ise pek mümkün değildi.

Sisteme bağımsız isyan
Türkiye modernleşir, toplum hızla kentleşip, farklılaşır ve orta sınıf genişlerken bu dönüşümün bir temsilcisi olan AKP demokratik hüviyete haizdir. Ancak bunun ötesine gidip kendisinin AB sürecinde yapılanlar dışında demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, ifade özgürlüğüne katkı siciline bakıldığında işler karışıyor.
Sonuçta gelecek pazar yapılacak seçimlere ekonomik ve siyasal katılım taleplerine pek cevap vermeyen, iç ve dış politikanın can alıcı konularına iyi düşünülmüş yaklaşımlarla çare aramayan partilerle gidilecek . Gene rahmetli Toker'in dediği gibi " Türkiye'de Türkler yaşar Türkler de böyle yaşar " diyerek omuz silkmek mümkün.
Ancak bu seçimlerde talihli seçmenler açısından seçenek var: Bağımsız adaylar. İstanbul'da 2'nci bölgede Baskın Oran, Kadıköy'de ise Ufuk Uras bağımsız sol adaylar.
Bu seçimde bağımsız adaya oy vermek, adaletsiz bir seçim sistemine isyan etmek anlamına zaten geliyor. Önemine inandığım tüm konularda Baskın Oran'ın Meclis'teki varlığı bana güven verir . Rejimle ilgili bir korkum olmadığından ona verilecek bir oyun, CHP'den eksileceği iddiasına katılmadığım gibi bugünkü CHP'nin iyi bir tokat yemesinden de zaten rahatsız olmayacağım.
Hemşerim Baskın gibi namusundan zerre şüphe duymayacağım, düşünsel birikimine ve inançlarına saygı duyduğum, üstelik inandığı kavgayı da verecek, Meclis'in niteliğini yükseltecek bir mebusun Meclis'te olmasından da ayrıca büyük keyif alacağım. Dilerim 2. Bölge'nin tüm ilçelerinden seçmenler Baskın'ı Meclis'e sokacak desteği ondan esirgemezler.