Hüseyin Turan’ın altıncı albümü Adı Karanfil kısa süre önce piyasaya çıktı.
İLİŞKİLİ HABERLER
'Enteresan bir kekemeyim'
'Enteresan bir kekemeyim'
Bir süredir internette dolaşan ve sözleri dinleyenin diline dolanan Acayip Hayvanlara Benziyirsen şarkısını, Hüseyin Turan adlı türkücü söylüyor. Kendisiyle barışık bir insan olan Turan, bu ilginç şarkıyı son yıllardaki yozlaşmaya neden olanlara ithaf ediyor..
"İstersen dağlar dağlar yerinden oynar oynar," diyorsanız, önce Hüseyin Turan'la tanışmalısınız. Kendisi türkü dünyamızın en güzel sesli isimlerinden biri ama hepsi bu kadar değil! Çünkü o pek çok insanda olmayan bir şeye sahip. Kendisiyle dibine kadar barışık harika bir insan! Kekeme olmasına rağmen konuşmasıyla dalga geçmeyi bilen, "Bir şeyi söyleyeceksem, ille de söylerim," diyecek kadar inatçı, neşesiyle, esprileriyle karşısındakini ilk dakikadan itibaren büyülemeyi başaran biri. 1967 Erzincan doğumlu. Doğduğu gün belli olmadığı için kendisine 1 Nisan'ı doğum tarihi olarak uygun bulmuş. Yani sanıyoruz Koç burcu! Bugüne dek yaptığı meslekler içinde ayakkabıcılık, manavlık, çorapçılık var. Çocukken hayali asker olmakmış ama konuşma bozukluğu onu hayalinden kopartmış. Bir de kalecilik macerası var. Halk oyunları ekibine katılmak yerine Altay'dan gelen teklife "Evet," deseymiş belki de ünlü bir kaleci olacakmış. Cesuryürek bütün zamanlar içinde en sevdiğim film. Nâzım Hikmet'i, Aziz Nesin'i ve manevi babam dediği Fikret Otyam'ı yere göğe koyamıyor. Yaşamdan Dakikalar'ı da asla kaçırmadığını söylüyor. Bakalım Hüseyin Turan bize başka neler anlatıyor.
- Sizin için ezberinde en çok türkü olan sanatçı diyorlar. Kaç türküyü ezbere bilirsiniz?
- Saymadım ama ezberimde 600- 700 tane vardır. Ama ezberimde olmayıp da okuyabileceğim bir o kadar daha türkü var.
- Sizde türküye merak nasıl başladı? Yalnızlıktan mı? Türkü söylerken kekelemediğiniz için mi?
- Tam nasıl başladığını hatırlamıyorum. Ben Erzincan'da doğdum, altı yaşıma kadar orada kaldım. O döneme kadar her düğünde bana "Hadi bir türkü söyle," derlerdi. Öyle başladı galiba.
- İlk söylediğiniz türkü neydi?
- O çok komik, üç-beş yaşlarımda Aşık Mahzuni'nin İhtiyar Oldum türküsünü söylerdim. Siz güldünüz ama o zamanlar türküyü söylerken kimse bana gülmüyordu.
- Size türküyü kim sevdirdi? Ailede türkü söyleyen, müzikle ilgilenen birileri var mıydı?
- Yoktu, ailenin önünü ben açtım. Şimdi arkamdan geliyorlar. Bir yeğenim konservatuvarı bitirdi, bir yeğenim de benim arkamda bağlama çalıyor.
- Ne zaman "Benim mesleğim bu olacak, artık türkü söyleyeceğim," dediniz?
- En başta şunu söylemeliyim ki ben kendimi en iyi bu şekilde ifade edebiliyorum. Aslında önce İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nde muhasebe okuyordum. Orada da her etkinliğe ben giderdim. Bağlama çalardım, türkü söylerdim, halk oyunları oynardım. üç yıl muhasebe okuduktan sonra konservatuvara geçtim. Bana konuşmandan dolayı "Seni almazlar," dediler ama ben çok inandım ve girdim.
- Bugünlere gelene kadar çevrenizdeki insanların "Yapamazsın, beceremezsin," sözleriyle çok karşılaştınız mı?
- Ben ne istediysem eninde sonunda başarmışımdır, mücadeleci bir tarafım vardır yani. Eğer bir şeyi kafaya koymuşsam, ne yapar eder başarırım. Yıllarca İzmir'in her çukurundaki düğünlerde şarkı söyledim, sonra Grup Laçin'i kurduk. Turp gibiyim turp, şurup gibiyim şurup!
- Pardon?
- Grup deyince, Ajdar'ın şarkısı şimdi birden çağrıştı da (gülüyor).
- Hem kekemesiniz hem de toplumun gözü önünde bir mesleği seçtiniz ve kendinizle dalga geçebilen birisiniz. Bunu nasıl başardınız?
- İlkokuldayken tutulmam biraz daha azdı, o zamanlar bayramlarda falan çıkıp şiir okurdum. O derece yani. Ortaokula başladıktan sonra bende kekeleme artmaya başladı.
- Normalde büyüdükçe geçer, azalır derler ama...
- Aslında öyledir ama ortaokulda bilinçlendikçe, kendimi insanların içinde buldukça içe kapanıklık başladı bende. "Şimdi konuşursam bana gülerler," gibi duygularla kendimi geriye çektim. Hele öğretmen soru sorduğunda eyvah eyvah. Ama aynı zamanda da sosyal olduğum için arkadaş edinmekte zorlanmadım.
- Kendinizle dalga geçmeyi nasıl öğrendiniz?
- Yahu dedim, bu bana zaten bir sorun çıkarıyor. İnsanlar benimle dalga geçmeden iyisi mi önce ben kendimle dalga geçeyim dedim. İlk önce savunma olarak başladı yani ama artık hiç üzerinde durmuyorum, takmıyorum.
- Ya binlerce kişinin katıldığı konserlerinizde?
- 10-15 bin kişi olunca daha rahat konuşuyorum. Orada bir rahatlama oluyor. Çok tersim, enteresan bir kekemeyim!
- Sahneden önce rahatlama formülünüz var mı?
- Yok! Sigara içiyorum, heyecanlanıyorum ama ilk şarkının ilk cümlesinden sonra rahatlıyorum.
- Sizin harika şarkı söylemenizi mucize olarak değerlendirenler var.
- Bilimsel bir araştırmaya göre hiçbir kekeme şarkı söylerken takılmaz. Eğer ritimle birlikte konuşursan asla takılmazsın.
İLİŞKİLİ HABERLER
'Enteresan bir kekemeyim'
Yayın tarihi: 30 Haziran 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/30/ct/haber,65DB699CB0E84495B81FD0E3DE53FBA9.html
Tüm hakları saklıdır.