Hollywood koleksiyoncusu

Özgür Çift daha 21 yaşında ama adını başta Hollywood olmak üzere tüm dünyadaki film sektörüne duyuran ilginç bir hobisi var. Seyrettiği filmlerdeki orijinal aksesuarların koleksiyonunu yapan sinema tutkunu bu genç, dünyada bu işi yapan 80 kişiden biri ve tek Türk. Brad Pitt'in Dövüş Kulübü'nde giydiği kürkten tutun da, Keanu Reeves'in Matrix'de giydiği efsane cekete kadar uzanan bu koleksiyonu oluşturma macerasını kendisiyle konuştuk. Ropörtajımız sırasında, dokuz senedir peşinden koştuğu, en sevdiği film olan Büyük Lebowski'deki (The Big Lebovski) bowling kıyafeti kargoyla geldi.

- Nasıl başladınız bu işe?
- Bu işe başlamamda internetin çok büyük rolü var. 16 yaşımdaydım e-bay'da (açık artırma sitesi) gezinirken Örümcek Adam filminde kullanılan eşyaların açık artırmada satılacağını duyuran bir reklama rastladım. Oraya tıkladım ve gerisi geldi... Neden derseniz, izlediğim filmdeki bir objeye sahip olma fikri çok hoşuma gitti ve böylece Örümcek Adam'dan Peter Parker'ın gömleği benim oldu. İlk edindiğim eşya da odur. Şimdiyse 300'e yakın nadide parçam var.

- Koleksiyonunuzda neler var?
- Dövüş Kulübü'nde Edward Norton'ın tuvalette okuduğu dergi, aynı filmden Brad Pitt'in kürkü ve pantolonu, Testere'deki testere ve kanlı tişört, Matrix'den Neo'nun ceketi, Rocky Balboa'nın afişindeki kıyafet, Lost dizisinden Josh Holloway'in tişörtü, Eternal Sunshine of the Spotless Mind (Sil Baştan) filminden Kate Winslet'ın külodu, turuncu eşofman üstü, Jim Carrey'nin kıyafeti, Discovery kanalında yayınlanan Efsane Avcıları'nın 64. bölümünde yer alan silahla vurulmuş kilitler, Forest Gump'ın çocukken koştuğu takma bacaklar... Bir de Testere filminde, bütün film boyunca yerde yatan Tobin Bell'in elinde tuttuğu silahı satın aldım fakat o kadar uğraşmama rağmen Türkiye'ye silahı sokamıyorum. Yaşadığım yerdeki emniyet müdürlüğü de artık beni tanıyor.

- 16-21 yaş arasında topladığınız 300'e yakın parçanız var. Bu kadar parayı nereden buldunuz?
- Bu işin tabii ki parayla ilgisi var onu inkar edemem ama insanların zannettiği gibi değil. Benim bağlantılarım paradan daha önemli. Yedi sene içerisinde oluşturduğum bir defterim var. İçinde kostüm ve dekor tasarımcılarının, oyuncuların, kısaca sinema dünyasından pek çok kişinin telefonu var. Bu, paranın açamayacağı kapıları açıyor. Takaslarla aldığım ve film ekibi tarafından bana hediye edilmiş parçalar da var.

HER GÜN DÖRT FİLM
- O defter nasıl oluştu?
- Sabırla ve çok büyük istekle... Önceleri herkese olduğu gibi bana da bu isimlere ulaşmak imkânsız gibi geliyordu ama değişik yöntemler geliştirdim. Bana yardımı dokunabilecek insanların adreslerini internetten bulup her sene 20 tanesine çok şık kutularda Türk lokumu, kendimi anlatan bir mektup ve kartvizitimi koyup postalamaya başladım ve gördüm ki 20 kişiden iki-üç kişi bana geri dönüyor. Çevrem gitgide genişliyor...

- Ne tür filmler ilginizi çekiyor? Bir parçayı almaya nasıl karar veriyorsunuz?
- Günde ortalama dört film seyrediyorum. Trash, gore ve indie filmlerini topluyorum. Beğendiğim filmi ikinci kere, hangi eşyaların peşinden koşacağıma karar vermek için izlerim. Daha çok aklımda kalan parçaların peşine düşüyorum. Çok detaycı olduğum bellidir herhalde. Filmin jeneriğini mutlaka seyrederim. Jenerikler şimdiye kadar bana çok yardımcı oldu. Eternal Sunshine of the Spotless Mind filminin jeneriğinde bir firmaya teşekkür edildiğini okudum, hemen araştırdım, saç boyası firmasını öğrendim. Filmde Kate Winslet'ın saçları yedi kere boyanıyordu değişik renklere. Hemen firmayı aradım ve şimdi o boya seti bende. Çok değişik hikâyeler var tabii.

- Örneğin?
- Filmlerdeki birçok malzeme film bittikten sonra çöpe atılıyor. Star Wars Bölüm 1 çekildikten sonra bir grup arkadaşım filmin çekildiği Tunus'a gidip, oranın yerlilerine yüklü paralar verip, setlerden kalan, kapılar dahil atılan bütün parçaları aldılar.