Seda Sayan'ın canlı yayından selam yollayıp bir de şarkı playbacklediği 'manevi baba' Sedat Peker mi? Sahnede elleme, sıvazlama ve yere yatırma işleri nereye kadar gider? Meraklısına.....
Biliyorum, biz entelektüeller arasında pek makbul bir hareket değil ama kendimi tutamıyorum, sabah kalkar kalkmaz televizyonu açıyorum ve Sabahların Sultanı'nı açıp Seda Sayan'a boş boş bakıyorum. Kafein gibi, ayıltıcı bir etkisi var. Malumunuz, son dönemde tüm dünya televizyonlarında bir trend var, yatırma, elleme, taciz etme gibi. Memleketimizde de Ali Poyrazoğlu bu işi Seray Sever üzerinde layıkıyla yaptıktan sonra, herkes birbirine girişmeye başladı. Bir seferinde, Seda Hanım kameralara çok mühim demeçlerinden birini verirken, arkadan usulca yanaşan Hülya Avşar'ın, halk içinde 'pandik' olarak adlandırılan hareketine maruz kaldı. Ardından, programına konuk ettiği ve bir türlü yeniden çıkış yakalayamayan çokoprens Özcan Deniz, malumunuz, arkadaşı tutamadı, beraberce yerlerde yuvarlanıp öpüşme tatbikatı yaptılar... Neyse işte, benim meselelerim değil bunlar. Esas şimdi size bir gazetecilik başarısı şey edeceğim: Geçen salı sabahı yine Sabahların Sultanı'nı boş gözlerle izleyip ayılmaya çalışırken, Seda Hanım bir şarkı söyleyeceğini, bu şarkının cezaevine gideceğini falan söylemeye başladı. Genetik bakımdan ürkek bir kimse olduğum için hemen kulak kesildim; n'oluyordu? Cezaevleriyle Seda Hanım'ın ne tip bir ilişkisi olabilirdi? F Tipi olmayacağı kesindi. Neyse, Seda Hanım, şu sıra cezaevinde bulunan, çok saygı duyduğu, sevgisinden coştuğu, hatta oğlunun manevi babası olan birinin doğum günü olduğunu, onun çok sevdiği bir şarkıyı armağan olarak göndermek istediğini falan anlatıp, bir playback 'okudu'.
SEDA HANIM AÇIKLASA...
Aldı mı beni bir merak! Kimdi bu 'manevi baba'? Cezaevi lafını duyduğum anda irrite olmuşum ama bu merakı yenemiyorum. Araştırmaya başladım. Önce Alaattin Çakıcı'nın doğum gününü öğrenmeye çalıştım. Malum, Seda Hanım'ın oğlunun babası Sinan Engin, Alaattin Bey'le hayli samimi ilişkiler kurmuş, hatta onun adına pasaport-vize işlerine girdiği iddia edilmiş, Beşiktaş'tan bu sebeple dışlanmıştı. Fakat o gün değildi Alaattin Çakıcı'nın doğum günü. Haliyle, araştırmaya devam ettim. Bir sürü potansiyel 'manevi baba'yı yokladıktan sonra, 26 Temmuz'da doğan tek muhtemel 'manevi baba' adayının Sedat Peker olduğunu gördüm. Tabii Seda Hanım, Sedat Bey'le ilgili bir imada bulunmadı, isim zikretmedi; yani bu sadece bir ihtimal. Oğlunun başka 'manevi baba'ları da olabilir ve bunlar da Sedat Peker'le aynı gün doğmuş, daha sonra da kader kurbanı olmuş olabilirler. Aslında, şöyle bir baktığınızda, ortalık pek çok potansiyel 'manevi baba', 'cici baba' falan adayıyla dolu. Neyse işte, Seda Hanım bir açıklasa da şu işleri, ekranlardan hangi babalara selam ettiğini biz de net olarak öğrensek...
Yayın tarihi: 30 Haziran 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/30/ct/haber,5997258C21CA4788906F29E51C7F254E.html
Tüm hakları saklıdır.