Şener: Küreselleşmenin nimetleri eşit dağılmıyor
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, son 30 yılın en önemli olgusu olan küreselleşme sürecinin üretim ve ticari faaliyetlerde köklü değişimlere neden olmasına rağmen, ekonomik bütünleşmenin ve refah artışının yarattığı olanaklardan bütün halkların aynı ölçüde yararlanamadığını söyledi.
Şener, "Mali dengesizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk, çevre ve güvenlik insanlığın temel sorunları olarak ön plana çıkmaktadır" dedi.
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) ortaklaşa düzenlediği ve "Toplumların İlerlemesinin Ölçülmesi ve Teşvik Edilmesi" konulu "İkinci OECD Dünya İstatistik, Bilgi ve Politika Oluşturma Forumu" Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda başladı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, OECD Genel Sekreteri Angel Gurria ve DPT Müsteşarı Ahmet Tıktık forumun açılışında konuşma yaptı.
"KÜRESELLEŞME, SİYASAL BİR ANLAM DA KAZANIYOR"
Abdüllatif Şener, forumun açılışında yaptığı konuşmada, 1970'lerin sonlarında finansay piyasaların serbestleşme hareketleri ve iletişim teknolojisindeki gelişmelerle başlayan küreselleşme sürecinin, giderek ekonominini diğer alanlarını da etkisi altına aldığını ifade etti. Son 30 yılın en önemli olgusu olan küreselleşmenin dünya genelinde bir yeniden yapılanma sürecini başlattığını dile getiren Şener, küreselleşmenin giderek ekonomik alanın da ötesine geçerek siyasal bir nitelik kazanmaya başladığını vurguladı.
"YOKSULLUK VE GÜVENLİK TEMEL SORUNLAR"
Küreselleşme sürecinin üretim ve ticari faaliyetlerde köklü değişikliklere neden olduğunu belirten Şener, ancak küreselleşme sürecinde ulusların zenginliğinin dikey ve yatay anlamda aynı hızda artamadığına dikkat çekti. Şener, ekonomik bütünleşmenin ve refah artışının yarattığı olanaklardan bütün halkların aynı ölçüde yararlanamadığını ifade ederek, "Mali dengesizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk, çevre ve güvenlik insanlığın temel sorunları olarak ön plana çıkmaktadır" dedi.
Şener, bu sorunları aşmak için görüntülerin yüzeyinden daha derinlere inerek, mevcut yaklaşımları yeniden sorgulamak gerektiğinin altını çizerek, şunları söyledi:
"Karşılıklı olarak etkileşen dinamik bir sosyo-politik dünyada toplumsal ilerlemenin tarifi, ölçütü, unsurları ve araçlarının sabit kalması ne kadar mümkündür? Bu hızla değiyen ve gelişen dinamik yapı içerisinde olayları, olguları anlama, açığa çıkarma ve analiz etmenin yöntemi, veri oluşumu ve birikim statik olarak kalamaz."
"KÜRESELLEŞMEYİ HERKES İÇİN OLUMLU HALE GETİRMELİYİZ"
OECD Genel Sekreteri Angel Gurria da, OECD'nin dünya ekonomilerini daha da iyiye götürmek ve toplumların refahını artırmak amacıyla faaliyetlerini sürdürdüğünü vurgulayarak, bu kapsamda Rusya, Şili, İsrail, Slovenya ve Estonya'nın da yakın zamanda OECD üyesi olduğunu hatırlattı. Endonezya, Çin, Hindistan gibi ülkelerinde gelişim sürecine hızla ayak uydurduğunu belirten Gurria, "Amaç, küreselleşmeyi herkes için olumlu hale getirmek olmalıdır" dedi.
"MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİ DOĞRU ÖLÇMELİYİZ"
Bilgiyi kullanarak karar almanın, her geçen gün daha da karmaşık bir süreç olmaya başladığına vurgu yapan Gurria, gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya bırakmak için alınması gereken kararların iyi belirlenmesi gerektiğine işaret etti. Toplumların ilerlemesi ile ekonomik büyümenin aynı şey olmadığına dikat çeken Gurria, "Buradaki istatistik temelini tespit etmeliyiz. Sağlam bir demokrasi inşa etmek için toplumlarımızın hükümetlerinden ve liderlerinden ne talep ettiğini, yani bir anlamda müşteri memnuniyetini doğru şekilde ölçmeliyiz" diye konuştu.
ANKA
Yayın tarihi: 27 Haziran 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/27//haber,139476C61D8F46FBA1B1426C000A9741.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.