Kuruluşu da 15 yıl önce aynı mekanda gerçekleşmişti.
Çırağan Sarayı'nda Kuruluş Anlaşması'na imza koyan diğer 10 ülkede birçok değişiklik oldu.
Bazıları bağımsızlıklarına kavuştu, ekonomik güç haline geldi, bazıları ise AB'ye tam üye oldu.
İç siyaset açısından 15 yıldır değişmeyen ülke ise Türkiye...
Sözünü ettiğimiz, 15'inci kuruluş yıldönümünü birçok devlet ve hükümet başkanının katılımıyla yarın yapılacak zirve ile kutlayacak Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ)...
Aynı tablo Kuruluş Anlaşması'nın ilk gününü, 25 Haziran 1992'yi anımsarsak...
Dönemin Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, dönemin Başbakanı
Süleyman Demirel ile anlaşmaya imza koymak isteyince kıyamet kopmuştu.
Hükümet,
"Anlaşmaya sadece Başbakan imza koyacak" deyince Özal küsüp zirveyi terk etmiş ve Okluk Koyu'na gitmişti.
15 yıl sonra bugün de farklı bir tablo söz konusu değil.
Yarınki zirve de aralarında bir uyumun söz konusu olmadığı Türkiye Cumhurbaşkanı ile Başbakanı'nın ev sahipliğinde gerçekleşecek.
Oysa, KEİ zirvesine Ermenistan dışındaki 12 asli 13 gözlemci üyesinin, başta Rusya Devlet Başkanı
Putin, Ukrayna Devlet Başkanı
Yuşçenko, Yunanistan Başbakanı
Karamanlis olmak üzere devlet veya hükümet başkanları, dışişleri bakanları İstanbul'da olacak.
Tabii beraberinde de yüzlerce medya mensubu, akademisyen, diplomat, bürokrat veya sivil toplum örgütü temsilcisi...
Şunu söyleyebiliriz ki, Türkiye uluslararası düzeyde yakaladığı bu zemini iyi kullanamadı.
Sadece bugün değil, geçmişte de görmezden geldi.
KEİ'nin İstanbul'da bulunan sekreteryasını Rusya Dışişleri Bakanı
Lavrov ziyaret ederken, Türkiye'den bir politikacı dahi kapısını çalmadı.
Hatta, adından söz etmedi...
Projesiz zirve Sadece politikacıların değil, diğer kesimlerin de zirveye hazırlıklı olduğunu söylemek olanaksız.
Çünkü, Türkiye'nin zirveye sunacağı ekonomik veya siyasi herhangi bir projesi yok.
Karadeniz Çevre Yolu (7 bin 500 km) ve limanlar arasındaki seyrüseferi kolaylaştırıcı mutabakat muhtıraları da olmasa Zirve'nin yaş gününden başka ciddi gündemi yok.
Oysa Karadeniz, bölgedeki stratejik ve siyasi gelişmelerin sadece kıyısındakilerin değil, AB'nin de geleceğini belirleyeceği önemli bir havza...
Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Asya'daki istikrar ve güvenliğin sağlanmasında en önemli kavşak...
ABD ile Romanya, Karadeniz Forumu ile delik açmaya çalışsa da Boğazlar'ın güvencesi Montrö Anlaşması'nın arkasındaki destek.
Veya, Türkiye ve Rusya'nın etkin olduğu, Karadeniz Gücü ve Ahenk Projesi'ni çalıştıran marş motoru.
Ayrıca, her ne kadar istenen seviyeye gelmemiş olsa da bünyesinde Ticaret ve Kalkınma Bankası'nın da bulunduğu ekonomik güç...
Sorunlu ülke ligi İki hafta önce emekli Büyükelçi
Özdem Sanberk ve KEİ Genel Sekreter Yardımcısı
Murat Sungar'ın birlikte kaleme aldıkları makaledeki iki soru ise her şeyi anlatmaya yeter:
"İçinde bulunduğumuz seçim ortamında korku, gerginlik ve savaş söylemleri siyasi yaşamımıza egemen.Bu söylemler bizi dünyadaki sorunlu ülkeler kümesine yerleştirmiyor mu? Türkiye'den dünyaya barış, demokrasi, dayanışma ve başarı mesajları yansıyamaz mı?" Ne derseniz?
Yayın tarihi: 24 Haziran 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/24//haber,9597575EA7EA4F9A85DFDC9114711061.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.