Başbakanlık'ta gerçekleşen Güvenlik Zirvesi'nin içeriğine ilişkin üç gündür farklı bilgiler yayılıyor.
Ankara kulislerine atılan
"fısıltı" bilgilerinin en dikkat çekici tarafı birbirini tekzip eder niteliği...
İşin gerçeğine gelirsek...
1-İddia edildiği gibi sınırın öte tarafında veya içinde 15 kilometre genişliğinde bir güvenlik bandı oluşturma kararı yok.
2-Yine ileri sürüldüğü gibi; K.Irak'ta uzun yıllardır bulunan, sayıları 2 bine yaklaşan birliklerin takviyesi de söz konusu değil.
Her iki konuda da zirveden çıkmış karar yok.
Sınır ötesi ve takviye yok Konunun içinde olan kişilerin aktardığı bu iki bilgiyi verdikten sonra, nedenlerini sıralamak gerekirse:
Sınırın Irak tarafında, 1990'lı yıllarda olduğu gibi 10-15 kilometre genişliğinde güvenlik bandı oluşturmak için öncelikle Meclis'ten
"asker gönderme" kararının çıkması gerekiyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Meclis'in bu yönde bir kararı olmadan, sınırın diğer tarafına geçmenin, hem iç hukuk, hem de uluslararası yasalar karşısında zor durumda bırakacağını biliyor.
Zaten hükümet de operasyon istemiyor; seçim öncesi sınır ötesi operasyonla başlayacak bir sürecin, sonrasında içinden çıkılmaz noktaya gelebileceğinden kaygı duyuyor.
Irak'ın kuzeyinde
"irtibat görevi" veya
"güvenlik" sağlamak amacıyla anlaşmalarla konuşlanmış birliklerin bırakın takviyesini,
"görev, sayı veya yetki" değişimi dahi söz konusu değil.
Bu yönde yapılacak bir değişikliğin, anlaşmaları tehlikeye sokacağı, birliklerin konuşlanma gerekçesini de zedeleyeceği biliniyor.
Sınırın yurtiçindeki bölümünde 15 kilometrelik güvenlik bandı oluşturulacağı iddialarına ise verilen yanıt kısa:
" Bunu söyleyenler 300 kilometrelik sınırı görmemiş, doğru değil."
Sünnilere verilen silah Zirvede kararlaştırılan konulara gelirsek;
İçerde terörü bitirmek için güvenlik birimleri arasındaki eşgüdümün en üst düzeyde sağlanması, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin harekat serbestisine kavuşması konularında görüş birliği var.
Bununla birlikte Irak'ın içindeki gelişmeler de ele alınmış.
Örneğin ABD'nin
"El Kaide ile savaşmaları için" Irak'taki Sünnilere vereceği
"200 milyon 5.56 çaplı mermi (M16 tipi silah için), 150 milyon 7.62 çaplı mermi (Kalaşnikof için), 20 bin tabanca ve 7580 bin C-4 patlayıcı" konusunda Ankara endişeli.
Endişenin temelinde ise Sünnilerin, kendisini
"arkadan vuran" gördüğü Kürtlere bu silahı yöneltmesi; C4'ler başta olmak üzere silahların bir süre sonra el değiştirmesi...
Daha da ilerisi, Kuzey Irak sorununun daha karmaşık bir hal alacağı, binlerce kişinin yine Türkiye sınırına yığılacağı kaygısı...
Uzlaşı var mı? Zirvenin genel havasına gelirsek; çok sıcak bir ortamda başladığını söylemek zor.
Ancak, gelinen son noktada, Kuzey Irak'a operasyon çerçevesinde ortaya çıkan gerilimin bir nebze törpülendiğini söylemek mümkün.
Nitekim Başbakan Erdoğan'ın zirve öncesi yaptığı,
"İçerdeki beş bin terörist bitti mi ki, dışarıdaki beş yüz ile uğraşalım" sözlerini düzeltmesinin gerisinde de zirvede yapılan konuşmalar yatıyor.
Zirve sonucunda K.Irak'a operasyon konusunda devletin zirvesinde bir uzlaşı sağlandı mı?
Cumhurbaşkanı'nın önceki gün bir şehidin daha gelmesi üzerine yayınladığı başsağlığı mesajındaki satır aralarına bakılırsa, hayır...
Yayın tarihi: 15 Haziran 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/15//haber,8977D0EA3F1E4CB8AC094C6219215C8C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.