Ankara'da yılların tecrübeli siyasetçileri bile aynı soruyu yöneltiyor:
"Bu yıl içinde ikinci bir seçim daha olur mu?" Soruyu yöneltmelerinin nedeni, Başbakan
Tayyip Erdoğan'ın hafta sonu düzenlediği mitinglerdeki sözleri...
Yani, Başbakan, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı'nın
"er geç halk tarafından seçileceğine" dönük konuşması.
Cumhurbaşkanı'nın referandum süresini kısaltan yasa değişikliğini dün veto etmesi...
Bir de AK Parti yöneticilerinin de vetosu karşısında daha önce söyledikleri
"Meclis'i tekrar toplar, yasayı bir daha çıkarırız" görüşünden,
"Meclis bir daha toplanırsa neler olur bilinmez" düşüncesiyle geri adım atması...
Birinci senaryo Bu gelişmeler üzerine kurulan senaryo da şöyle:
- 22 Temmuz'da seçim olacak; itiraz süreleri de dikkate alınırsa seçim sonuçları muhtemelen 3 Ağustos'ta kesinleşecek.
- İç Tüzük gereği Meclis 5 gün sonra, 8 Ağustos'ta açılacak.
Meclis Başkanlık Divanı 10 gün içinde; yani en geç 18 Ağustos'ta seçimini tamamlayıp oluşacak.
- Ardından, Meclis'in,
"derhal seçime gitme" nedeni olan Cumhurbaşkanı'nın bir ay içinde seçilmesine ilişkin süreç başlayacak.
- Bu takvime göre, 18 Eylül'e kadar Meclis'in 11'inci Cumhurbaşkanı'nı 367 oya ulaşarak seçmesi gerekiyor.
- Seçim sonrası oluşacak Meclis'te 184 milletvekiline sahip bir parti süreci tıkayıp, genel seçimi tekrar gündeme getirebilir.
- Böylece, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi ve genel seçimin yenilenmesine ilişkin iki sandığın, 21 Ekim'de halkın önüne konulması olanağı doğar.
Ancak, bu senaryonun gerçekleşebilmesi için Anayasa Mahkemesi'nin kararını görmek gerekiyor.
Yüksek Mahkeme, CHP'nin Anayasa paketinin iptali istemiyle açtığı davayı bugün karara bağlayacaktı.
Cumhurbaşkanı'nın da aynı konuda dün dava açması üzerine, Anayasa Mahkemesi iki dosyayı birleştirmek amacıyla karar gününü haftaya erteledi.
Raportörün raporundan yola çıkılırsa Anayasa Mahkemesi paketi muhtemelen iptal edecek.
Sonuçta, bu senaryo suya düşecek.
İkinci senaryo İkinci senaryo ise hükümet kurmak üzerine.
Yine aynı takvimle yola çıkarsak, 18 Ağustos'tan sonra anayasa gereği 45 gün içinde yeni hükümetin kurulma zorunluluğu var.
Meclis, tek başına iktidar çıkaramaz veya bir koalisyon oluşturamazsa, ekim başında yine seçim yolu yine gözükecek.
Yazın sıcağında sandıktan çile ile çıkıp gelmiş milletvekilleri yeniden seçime gitme yolunu tercih eder mi?
DP Trabzon adayı, eski Bakan
Eyüp Aşık'a göre
"imkansız..." DP'nin barajı rahat aşacağına inanan Aşık'ın bir iddiası daha var:
"Çıkaracağını sanmıyorum ama diyelim ki AKP 270, DP'nin de 40 milletvekili olsa, bugünkü tabloya göre DP'nin hükümette bulunma şansı daha yüksek..." CHP Yozgat adayı, eski Bakan
Lütfullah Kayalar ise bir adım daha attı:
"Seçim öncesi ve sonrası uzlaşma ile yola çıkan kazanır; aksini oynayan bir sonraki sandığa gömülür. Zararını Türkiye çeker..." AK Parti'nin âkil isimleriyle dünkü sohbetimizden yola çıkarsak da iki sandığın bir araya gelmesi zor.
Bakalım seçim meydanlarında bu durum nasıl izah edilecek...
Yayın tarihi: 19 Haziran 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/19//haber,D41AB4DA2BFD4AAD8A12CF2EFC859AB6.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.