kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Lehto, Kanyon’un gençler arasında çok popüler olduğunu söylüyor.

Şehrin içinde bir şehir

Burcu ALDİNC
İstanbul'un, 'üzeri açık alışveriş merkezi' ile tanışmasının ardından bir yıl geçti. Alışveriş merkezinin Genel Müdürü Markus Lehto ile düzenledikleri aktiviteleri ve gelecek hedeflerini konuştuk..
'Açık alışveriş' konseptinin hayatımıza girişinin ardından tam bir yıl geçti. "Kışın yağmurda, yazın sıcak havalarda, nasıl açık bir alışveriş merkezinde gezilir?" diye endişe ederken, Kanyon sadece bir alışveriş merkezi değil, bir eğlence merkezi olarak İstanbul'un ilgi odağı olmayı başardı. Her gün ortalama 25 bin kişinin ziyaret ettiği merkez, kafeleri, sineması, spor salonu, mağazaları, simitçisi, bozacısı, dondurmacısı ile küçük bir eğlence şehrini anımsatıyor. Genel Müdür Markus Lehto ile Kanyon'un nasıl bu kadar popülerleştiğini konuştuk.

- Kanyon'a her gün ortalama 25 bin kişinin geldiği söyleniyor. Oysa biz burayı sadece lüks markalara ve üst gelir seviyesine sahip kişilere hitap eden bir yer sanıyorduk!
- Biz şımarık olmamaya çalışıyoruz. Evet, belki en büyük mağazamızın Harvey Nichols olması ve sunduğumuz hizmetlerin hep A kalite olması, ilk başta kafalarda böyle bir düşünce oluşmasına neden oldu. Ancak biz sadece en lüksü düşünerek yola çıkmadık. Kanyon'da her yaştan, her gelir seviyesinden insan için bir şeyler var. Harvey Nichols dışında 160 mağazamız daha var. Her katta ayrı bir konsept ve farklı lokantalar var.

- Nasıl doğdu bu üstü açık alışveriş merkezi fikri, bizim zaten Abdi İpekçi, Bağdat Caddesi gibi mekânlarımız var.
- Evet ama Avrupa ile kıyaslandığında bunlar çok az. Oysa dünyada en yüksek enerji her zaman sokaklardadır. Sevgililer, arkadaşlar açık havada dolaşmak, vitrinlere bakmak ister. Dünyanın en iyi kafeleri, restoranları yol kenarlarında, kaldırımlarda olanlardır. Nişantaşı ve Bağdat Caddesi'nde bu konsept müthiş. Ama yetersiz, daha fazlasına ihtiyaç var. İşte biz bu ihtiyacı karşıladık. Alışveriş merkezlerinin konforu ile sokak ruhunu birleştirdik.

- İstanbul dört mevsimin yaşandığı bir şehir. Neden kışın soğukta ya da yazın sıcakta üzeri kapalı bir yer yerine burayı tercih ediyoruz ki?
- Bu bizim içimizde olan hayvansal bir istek. Hayvansal içgüdülerimiz bizi dışarıda olmaya itiyor. Doğada olmayı arzuluyoruz. Soğuğu, sıcağı hissetmek, kuş seslerini duymak, yeşillikleri görmek istiyoruz. Bir de sürprizleri seviyoruz. Ve Kanyon'da her an her şeyle karşılaşabilirsiniz. Bir bakarsınız bir konser, bir bakarsınız bir parti oluyor. Ama en büyük sürprizimiz hava. Her an değişebilir. Güneş açabilir ya da sıcak bir yaz gününde yağmur yağabilir. Bunları başka hangi alışveriş merkezinde yaşayabilirsiniz ki! Oralarda sıcaklık ve ışık hep aynıdır. Belli bir süre sonra başınız ağrır ve kendinizi dışarı atmak istersiniz.

- Üstünün açık olması dışında, Kanyon'u diğer alışveriş merkezlerinden ayıran neler var?
- Şehrin içinde bir şehir yarattık. Burada aradığınız her şey var. Torundan büyükanneye kadar tüm aile üyeleri gelip, tüm günü sıkılmadan geçirebilir. Yılın 365 günü açığız ve 365 gün farklı aktivite yapıyoruz. Yaz ayı boyunca iş çıkış saati sonrası 'after hours' partilerimiz olacak. Barmenler gösterisi, DJ'ler olacak, tema partileri yapılacak. Yaşayan bir şehir konsepti yaratmaktı amacımız. Çocuklar için kışın buz pateni pisti koyduk. Ayrıca sulu boya, seramik gibi kurslarımız da var. Sergiler hazırlıyor ve gösteriler düzenliyoruz. Mevsime göre yapılabilecek en iyi aktiviteyi kararlaştırıp, getiriyoruz.

- En çok geliri nerden sağlıyorsunuz, alışverişten mi?
- Hayır insanlar her gün alışveriş yapamaz. Ama her gün mutlaka yemek yer. Öğlen ve akşam mutlaka yemek yeme ihtiyacı vardır. Bizim müşterimiz de en çok yemek için geliyor. Biz yaşam standartlarını yükseltmek isteyen herkesi kendimize hedef seçtik. Bir öğrencinin, bir ev kadınının ya da çalışan birinin çok boş zamanı olamıyor. Ama boş zamanını da en iyi şekilde geçirmek istiyor. Burada en güzel şey, herkesin bir arada aynı atmosferde olabilmesi. Lüks yerlerin yanı sıra daha hesaplı ama kaliteli yerler de var. Ve buralarda en üst düzeydeki bir yönetici, bir öğrenciyle aynı mekânda yan yana yemek yiyebiliyor. Bunu her yerde yapamaz.
Haberin fotoğrafları