HABERLERE göre, Genelkurmay Başkanlığı medya yöneticilerine ve yazarlara bir terör brifingi verecekmiş. Buna Başbakan da katılacakmış. Haberlere yansıdığı kadarıyla, toplantıda medyaya "terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edilmemesi" amacıyla "terör haberciliği" konusunda bazı tavsiyeler de olacakmış.
En hassas konulardan biridir bu. Ama yönetimin adı demokrasi ise, titizlenilecek nokta, basının temel niteliklerine saygıdır. 11 Eylül saldırıları ardından Bush yönetimi de "teröre hizmet edilmemesi" amacıyla bir yandan içe kapanır, bilgileri saklarken; öte yandan tek taraflı (sadece ABD'nin görüşlerine yer veren) bir habercilik yapılması için epey çaba sarfetmiş ama başaramamıştı.
Bunlar beyhude yaklaşımlardır.
"ABD farklı, Türkiye farklı" demek de çözüm değildir. Terörün rengi, yöntemi vs farklı olabilir.
Ama gazetecilik farklı değildir, aynıdır; aynı ilkelerle yapılır.
Bu yüzden, eğer böyle bir toplantı olacaksa,
monologla değil
diyalogla olmalıdır.
Başbakanlık ve Genelkurmay kendi bilgi, hassasiyet ve beklentilerini paylaşmalı, ama gazeteci kesiminden de bir meslek ve hukuk uzmanı (örneğin avukat ve NTV danışmanı Fikret İlkiz) de "resmi cenaha" hangi gazeteciliğin geçerli olduğunu ve etik açıdan nedenlerini anlatmalıdır. ABD, İspanya, İngiltere terörle mücadelenin bedelini basın özgürlüğüne çıkarmıyorsa, bizde de çıkmamalı.
Yayın tarihi: 18 Haziran 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/18//haber,0A1D60FA9D074D6E91E615200B4E8321.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.