Ucu kendisine dokunan en yüce mahkeme kararı için
"Talihsiz, zorlama, yüz karası" diyen Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, özellikle Avrupa Uyum Yasaları diye yaptığı düzenlemelerden sonra, ülkedeki gelişmeler hakkında ne düşünüyor acaba?..
"Bütün taşları toplayıp, köpekleri serbest bırakma" yasalarından söz ediyoruz..
Suçlu hakları diye, masum vatandaşların mal, can ve ırz güvenliğini tehlikeye atan yasalar ve uygulamalar hakkında bugüne dek tek kelime etmedi de Bay Recep Tayyip Erdoğan?.. Ya da etti de, biz mi duymadık?..
İşte, Sayın Başbakanın Anayasa Mahkemesi'ne saldırdığı haftanın içinden gazetelere yansıyan bazı mahkeme kararları..
Polis güzel bir uygulama yaptı İstanbul'da.. Suç oranları geçen yıla göre nerdeyse iki misline çıktı ya..
İki sebebi var. Birincisi.. İşsizlik..
Ekonomik gelişme palavralarına bakmayın. Gelişen zaten zengin olanlar. Fakir daha fakir.. Seçim zamanı diye kenar mahallelere sıcak yemek, erzak dağıtımı yapılmasa aç kalacaklar.. Adam aç, ailesi aç, ne yapsın?..
İkincisi dediğim yasalar. Polisin eli kolu bağlı..
40 kez yakalıyor, savcı, ya da mahkeme 50 kez serbest bırakıyor.. Suç azmaz da ne olur, böyle ortamda..
Simitçi, çiçekçi, çöpçü kılığına sokmuşlar polisleri.. Bir törenle tanıttılar. Efendim bizim medyada iki adım ötesini düşünme zahmetine katlanan yok..
"Efendim, sivil polisi tanıtmak ne aptalca şeymiş.."
Aptalca olan bu eleştiri.. Polisin ilk görevi yakalamak değil, önlemek..
Şimdi kapkaççı, etrafta gördüğü her sivili polis sanacak bu sayede.. O zaman da kapıp kaçma arzusu azalacak.. "Ya polisse diye!.."
Bunlar sivil polis dostlar.. James Bond, casus falan değil ki, gizli kalsın..
Şimdi geçen Cuma, bu simitçi polis kardeşim bir kadının kolundaki çantayı kapıp kaçan adamı peşinden koşup yakalamış. Sonra ne olmuş bilir misiniz?..
Mahkeme serbest bırakmış, hırsızı.. Yasalar böyle..
Yani memlekete bakar mısınız?.. Ey vatandaş kap kaç.. Kaçtın mı, çantada ne varsa senin..
Yakalandın mı?.. Çantayı elinden alıp, seni serbest bırakırlar merak etme.. Hemen sokağa fırlar, yeni bir çantanın peşine düşersin..
Böyle hukuk olur mu, Recep Tayyip Bey.. Böyle hukuk olur mu?.
Adam "Seni manken yaparım.. Seni televizyona sunucu yaparım" diye kızı kandırmış. Kandırırken yanında ünlü mankenler var, oyunun figüranı.. Kızın inanmasında, ailesinin kandırılmasında baş rolü oynuyorlar.. Sonra adam kızı alıp gidiyor. Üç gün evinde saklayıp yatıyor..
Kızın ailesi durumu öğrenince mahkemeye baş vuruyor..
Kız 17 yaşında, yani reşit değil.. Bekareti de gitmiş.. Yani nerden baksan ortada katmerli suç var..
Mahkeme adamı serbest bırakıyor ki, gitsin bir başka yaşı küçük kızı bulsun, meşhur etme, para kazandırma vadi ile onu da iğfal etsin..
Mahkemenin kabul ettiği savunmaya bakar mısınız?..
"Bana 17 yaşında ve bakire olduğunu söylemedi.."
Bu kız, o kararı veren yargıcın kızı olsaydı, o adam bugün gene elini kolunu sallayıp dolaşıyor olur muydu, düşünüyorum.. Kabahat yargıçta mı, yasada mı, Recep Tayyip Bey?..
Malımız, canımız, ırzımız bedavaya pazara çıkıyorsa, bu memlekette güvenlik kökünden bittiyse, ortada bir yanlış yok mu sizce?.
Bir şeyin "Utanç verici" olması için, ucunun ille size mi dokunması gerekiyor bu memlekette, söyler misiniz?..
Çabuk söyleyin ama..
Bugünkü Tüm Yazıları
Ya bu Adalet neyin nesi, Bay Erdoğan?..
Yayın tarihi: 5 Haziran 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/05//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.