Başbakan
Tayyip Erdoğan'ın başlangıçtan beri cumhurbaşkanı adayı
Abdullah Gül müydü?
Soruya
"evet" yanıtını vermek zor...
Şurası kesin ki, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na bu kadar yakın iken, vazgeçip bir başkasına yönelmesi en fazla bir aylık gelişme...
Gül ismi üzerine odaklanması ise günlerle sayılı...
Abdullah Gül'ün adaylığı konusunda en büyük etkenin TBMM Başkanı
Bülent Arınç olduğu da bir gerçek.
Arınç, Gül dışındaki adaya direniş göstereceğini önceki gün 23 Nisan Resepsiyonunda
"Adaylık hakkımı saklı tutuyorum" sözleriyle de ortaya koydu.
İkinci kez ön kesti Böylece kulislere yansıyan,
"Vecdi Gönül" adını, Meclis Başkanlığı seçiminde olduğu gibi bir kez daha veto ettirmeyi başardı.
Soruyu bir başka şekilde sorarsak:
"Gül, Başbakanlık yerine Cumhurbaşkanlığı'nı tercih eder miydi?"
Gül'ün yakın çevresinin geçmişteki yaklaşımlarına bakılırsa bu soruya da
"evet" yanıtını vermek olanaksız.
Gül, son tahlilde adaylığı kabul etti; Grubunun da büyük desteğini aldı.
Bunda Abdullah Gül'ün, Başbakanlık görevi sürecinde özenli davranış göstermesinin payı yüksek.
Bir anlamda merhum
Turgut Özal'ın Başbakanlığı dönemindeki gibi davrandı.
Çoğu zaman liyakate baktı, partili kadrolaşma yönünde çaba göstermedi.
Bu tavrına bakarak Gül'ün, seçilmesi halinde Çankaya'da da benzer tarafsızlık örneği sergileyeceğini söylemek olası.
Ancak Gül'ün önünde partisi dışında iki büyük engeli var.
Çünkü AK Parti grubundan bir iki kişi hariç, Gül'e oy vermeyecek milletvekili yok gibi...
Ayrıca partinin muhalif kanadı da Gül'e olumlu.
Bir başkası aday gösterilseydi oy vermeyeceği kesin olan AK Parti Bursa Milletvekili
Ertuğrul Yalçınbayır da bunlardan biri...
Hatta, Gül'ün bazı bağımsız milletvekillerinin de oyunu alırsa şaşmamak lazım...
Gül'ün engeli Gül'ün önündeki tek engel
"367 şartı..." CHP tavrını dün açıkça Gül'e iletti; oylamaya katılmayacak, 367 şartını zorlayacak...
Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini
"istişare içinde yürütecek" Anavatan ve DYP'nin tavrına gelirsek...
Muhalefet kulisine dün akşam saatlerine kadar yansıyan havaya bakılırsa, DYP oylamaya katılmayı düşünmüyor.
Anavatan'da ise iki görüş var.
Bir grup Anavatanlı Cumhurbaşkanlığı sürecini engelleyip, Meclis'in feshini sağlamanın kendilerine ne getireceğini tartışıyor.
Ağırlıklı bölüm ise CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvurması halinde erken seçim yolunun açılacağına inanıyor.
DYP ile birlikte girecekleri seçimden güçlü çıkıp, yeni cumhurbaşkanını kendilerinin belirleyebileceğini düşünüyor.
Anavatan ve DYP'nin tutumu, yetkili kurullarından çıkacak karar sonrası iki liderin yapacakları görüşme ile netleşecek.
Dünkü havaya bakılırsa,
"oylamaya katılmama" eğilimi ağır basacak.
Dolayısıyla Gül'ün Anayasa Mahkemesi'nden çıkabilecek karar dışında adaylıktan vazgeçmesini gerektirecek şu aşamada başka bir engel görülmüyor.
Çankaya sürecinde sonuç, 27 Nisan Cuma günü saat 15.00'te başlayacak oylamaya kadar, AK Parti ile muhalefet arasında milletvekili markajında kimin başarılı olduğuna göre alınacak.
AK Parti en fazla 16 milletvekili daha bulmak; muhalefet ise kaptırmamak için uğraşacak...
Yayın tarihi: 25 Nisan 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/25//haber,3FD3F74DDAD144CCB5275011BEF437E0.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.