Nihayet, merkez sağ birleşti...
Uzun süre bu köşede siyasetin doğal mecrasında akması gerektiğini, bunun için de merkez sağın iki partisinin toplumun talebi doğrultusunda birleşmesinin sinerji yaratacağını savunduk. Biraz geç de olsa, bu gerçekleşti.
Ve 61 yıl sonra Türkiye siyaseti yeniden eski bir kurumuna kavuştu.
Askeri darbelerin siyasi kurumlar üzerinde yarattığı tahribatın ilk örneğiydi
Demokrat Parti. Daha kısa da olsa benzer bir süreci Cumhuriyet'le yaşıt
CHP de 12 Eylül döneminde yaşadı.
Şimdi siyaset kurumsal anlamda da mecrasına dönüyor.
Toplumu tarihinden, tarihi kurumlarından koparmanın ciddi yaralar açtığını yaşayarak öğrendik.
Bedeli de bir hayli ağır oldu.
Ama tarih sahnesinden düşen Demokrat Parti, tam 47 yıl sonra da olsa önümüzdeki seçimde eski rakibi CHP ile halkın önüne çıkacak.
Böylece
Demirel ve
Özal'ın,
Tansu Çiller ve
Mesut Yılmaz'ın başaramadığı birleşmeyi iki genç lider,
Ağar ve
Mumcu biraz mecburiyet biraz da zorlama ile başardı.
Bu siyaset tarihi açısından önemli bir adım.
Bu gelişmenin perde arkasını, siyaseti izleyen biri olarak biraz biliyorum.
O sancılı sürecin gerçekleşmesinde Özal sevgisiyle büyüyen genç siyasetçilerin önemli katkısı var.
Bir de son siyasi gelişmelerin...
Öyle veya böyle, sonunda toplumun talep ettiği birleşme gerçekleşti.
Peki yeniden merkez sağın inşa edilmesi topluma bir çıkış yolu olacak mı? Ya da bu birleşme daha önce de dile getirdiğim gibi
"üçüncü bir yol" olabilecek mi?
İki partili ve cepheleşmeye doğru giden bir siyasi süreç yaşıyoruz. Eğer önümüzdeki iki aylık süre iyi yönetilirse beklenen kadar olmasa da önemli bir sinerji yaratacaktır.
Bu birleşme, en azından
"ne o ne bu" diyerek sandık başına gidenlere bir alternatif olacak gibi görünüyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
Siyasette ikinci 'Demir Kırat' dönemi
Yayın tarihi: 6 Mayıs 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/06//haber,667B6B29BA9A4E36883B6DE52D65FD75.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.