Ankara'da her bir metrekareye bir senaryo düşüyor!..
Ortalık toz duman!!!
Siyaset,
"Köşk" sınavına, Türkiye'ye güvenen yabancı yatırımcı ise,
sağ ve sol partilerin nasıl
ittifak yapacağına kilitlenmiş durumda... Kamuoyu, sağın ve solun birleşme yolculuğunu izliyor. Uzlaşı olup olmayacağını merak ediyor!
Ben de merak ediyorum...
Pazartesi akşamı,
Yapı Kredi Sigorta Afife Tiyatro Ödülleri töreninde karşılaştığım
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e pat diye "Sol ne yapar?"sorusunu yönelttim.
Gülümsedi...
Her zamanki nazik tavrıyla ayaküstü yanıt vermeye çalıştı. Ama kendisini CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "DSP ile birleşmeye hazırım" demeden 2 saat önce tekrar aradım.
Büyükerşen soldaki uzlaşı için önemli bir isim.
Dengeli ve uzlaşıyı seven bir akademisyen. Yerel yönetici.
Tandoğan ve Çağlayan mitingleri sonrası vereceği yanıt geniş kitleleri ilgilendiriyor. Büyükerşen,
"Sol ille de bu çatı altında olmalı!" diye direten bir zihniyetle bir araya gelmenin mümkün olmadığını söylüyor.
Kastettiği kişi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dan başkası değil!!!
Büyükerşen'e göre, sol partiler arasında ideolojik bir farklılık yok!.. Açık ve şeffaf olunduğu sürece solda birleşme mümkün.
Üstelik solda yeni bir parti için yola çıkmak maceradan başka bir şey değil!!!
Solda yeni bir parti kurmak için yola çıkan Hikmet Çetin ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'le ilgili olarak,
"Çetin hakkında bir şey söyleyemem. Sarıgül, solu birleştirecek bir isim değil!" diyor.
Solda birleşme için "Bu iş evliliğe benzer. İki genç evlenmeye karar verdiğinde, önce birbirini tanımaya çalışır, sonra aileler anlaşır, arkasından da düğün yapılır. Evlilikte güven esastır" mesajı gönderiyor.
Böylesine kritik bir süreçte siyasi parti liderlerinden Büyükerşen'i arayan oldu mu?
Büyükerşen,
"Herhangi bir parti lideri telefon açmadı. Ama sivil toplum kuruluşlarından e-posta ve telefon yağıyor" yanıtını veriyor.
Büyükerşen,
Tandoğan ve Çağlayan mitinglerine gitmemiş!
Gitmeme nedenini,
"Ortalıkta boy gösteriyor, siyasi hesap yapıyor demelerini istemem" diye açıklıyor. Açıkçası
"Fareli Köyün Kavalcısı" gibi olmak istemediği için 5 Mayıs Cumartesi günü yapılacak Manisa mitingine de katılmayacak.
Yanlış anlaşılmasın!!!
Meydanlardaki gücü, kalabalığı çok önemsiyor... Büyükerşen'e göre, sistem açısından en temel sorun,
"Köşk" seçimi.
Geçen cuma gecesi yayınlanan Genelkurmay bildirisi konusunda da,
"Asker iki yıldır sivilleri uyarıyor. Hiç kimse dikkate almadı. Sonunda bir açıklama yapmak zorunda kaldı!" yorumunu yapıyor.
Ve, "Türk halkı 12'ye 5 kala Türk mucizesiyle sorunu çözer" diyor.
Peki, Türk mucizesi neyin nesi? Büyükerşen,
"Türk halkının kendisi" diye yanıt veriyor.
Arkasından da, "Kimse varoşlara dağıtılan sadaka paketlerini göz ardı etmemeli!" diye uyarıda bulunuyor.
Büyükerşen'e göre,
"Sağ ya da sol partiler bir çatı altında buluşarak seçime gidebilir. Hülle yapmalarında bir sakınca yok!.."Çünkü Siyasi Partiler Yasası ile Seçim Kanunu'nu değiştirmeden Türkiye'de pek bir şey değişmeyecek!!!
Aydınlık Türkiye için bu şart.
Yayın tarihi: 3 Mayıs 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/03//haber,D1D100B7EFD44418BBE11D019E336F2E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.