Genelkurmay Başkanı Org.
Yaşar Büyükanıt'ın dünkü basın toplantısı için söylenecek tek cümle var:
"Hukukun içinde kalarak, kibar, esprili bir üslupla mesajını verdi." "Özde ve sözde" kimlerden farklı düşündüğünü isim vermeden net bir şekilde dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimi başta olmak üzere, 14 Nisan'da yapılacak mitingden Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik yıpratma çabalarına, darbe söylentilerinden andıç olayına, K. Irak'a operasyondan AB ve ABD ile ilişkilere kadar, hükümetten farklı düşündüğü noktaları ortaya koydu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden başlarsak...
Başbakan
Erdoğan, TBMM Başkanı
Arınç, günlerdir yaptığı açıklamalarda kimlerin Cumhurbaşkanı olabileceğinin Anayasa'da yazılı olduğunu belirtiyor.
Org.
Büyükanıt ise seçilecek kişinin,
"aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başkomutanı olacağını" anımsattı.
Ardından,
"Tabii ki yasal mevzuatı, Anayasa'yı, hukuku, Cumhurbaşkanı nasıl seçiliyor hepsini biliyoruz" deyip ekledi:
"Hem vatandaş, hem Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir personeli olarak cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil, özde sahip olan bir kişinin cumhurbaşkanı seçilecek olmasını umut ediyoruz." Org. Büyükanıt, böylece Anayasa'da cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinin sıralandığı maddelerle sınırlı kalınamayacağını, bu nitelikleri taşımış olsa bile
"özde benimsediğinden" şüphe duyulan kişilerin cumhurbaşkanı olmasını arzu etmediklerini ortaya koydu.
İki yorum Basın toplantısı bitip, biz gazeteci milletinin her zaman yaptığı gibi aramızdaki ilk değerlendirmede
"mesajın Erdoğan'a gönderildiği" konusunda fikir birliği vardı.
Ancak, mesajın ne anlama geldiği konusunda şu iki görüş hakimdi:
- Mesajın ruhu açık; Başbakan
Erdoğan'a kibarca
"Aday olma, seçilirsen de başkomutan olarak ordu ile aranda pürüz çıkar" mesajını gönderdi.
- Aday olabilirsin, Çankaya'ya çıkınca Anayasa'nın temel ilkelerine uyup uymadığına bakarız, mesajını yolladı.
Diğer farklar Org. Büyükanıt'ın hükümet ve Meclis Başkanı ile ayrı düştüğü diğer farklılıklar da vardı.
Örneğin, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral
Örnek'in günlüğünde olduğu iddia edilen
"darbe girişimi" söylentilerine tepki gösterdi. Hatta, darbe girişiminin Genelkurmay arşivlerinde olduğu iddialarını yalanladı.
Bu bağlamda Meclis Başkanı Arınç'ın,
"14 Nisan'daki mitingi ADD düzenliyor, başında Eruygur Paşa var, hakkında darbe yapacağı iddiaları var, mitinge katılmayın" çağrısına da katılmadı.
TSK'nın 2003'ten bu yana iç ve dış belirli merkezlerden yıpratılmak istendiği söyledi.
Buna ilişkin Şemdinli olayı örneğini verirken,
"Dünya hukuk tarihine geçecek bir hukuk cinayeti işlendi. Ve bu kampanyalar faili meçhul olarak kaldı" sözü ise dikkat çekiciydi.
Org. Büyükanıt'ın, K.Iraklı Kürt liderler ve Irak'a sınır ötesi operasyon konusunda da farklı düşündüğü görülüyordu.
Kendilerine yönelik saldırılara karşı yanıt vermek için neden bu kadar süre beklediklerine ilişkin gerekçelerini anlattı.
Ancak basın toplantısının yapıldığı Orbay Salonu'nun duvarında asılı
Atatürk'ün şu sözü her şeyi ifade etmeye yetiyordu:
"Bir işi zamansız yapmak o işi bozmak, başarısızlığa uğratmak olur. Her şey sırasında ve zamanında yapılmalıdır." NOT: Önceki günkü yazımda tarih hatası yapmışım. 28 Nisan tarihini sehven
"28 Şubat" olarak yazmışım, düzeltir özür dilerim.
Yayın tarihi: 13 Nisan 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/13//haber,B9517FF7898943EC93E5086AA7C9F12D.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.