Bunların hepsi, sık sık "hıyar" yerine konan, bazen bizzat kendisine de öyle muamele yapan kitlelerin "demokratik isyanı" dır.
Nadiren "demokratik kültür sıçraması" dır, ama başkaldırıdır.
Mülayim; oyla.
Elbette çok oportünizm vardır içinde; isyan eden vicdanların yanı sıra irili ufaklı fırsat kollayan cüzdanlara kadar.
Ama Menderes, Demirel, Özal, Erdoğan'ı sırtında taşıyan, kimini Ege'nin büyük topraklarından; kimini İslamköy ile Morrison'dan, DSİ'den; kimini Malatya'dan, Sabancı'dan, MESS'den, Planlama'dan, ABD'den; kimini Kasımpaşa Piyalepaşa'dan, İmam Hatip'ten, Milli Görüş'ten oralara yükselten odur.
Mavi gömleği, beyaz güvercini, bıyıkları ile şair, ince ruhlu Ecevit' i "sert halk kahramanı, umut, Karaoğlan" kılan da odur.
Sıra halka geldiğinde, tepeden bakan herkese inat, elinden gelen budur!
Bu "demokratik inat ile isyan", sırtında taşıdığını "demokrat" kılmaz. Onlar "efendi, ağa, bey kültürü" nü taşır kalplerinde.
Elbette, seçmeni, tabanı, hemşeriyi, örgütü gözetir; yolla, elektrikle, tapuyla, rantla, işle, büyümeyle, kalkınmayla donatır donatabildiğince.
Ama bu onları "demokrat" kılmaz. Keşke kılsaydı.
Kılsaydı, böyle yuvarlanıp durmazdık.
Bir şeyleri aşmış olurduk.
Kılmadığı, halkın elinde yükselmiş, inadına halk öfkeleri ve umutlarıyla uçmuş bu "halk liderleri" nin hakiki "halk önderi" olmamasından bellidir.
Onlar başkan olmayı sever, önder değil.
Onların, kitlelere seslenirken dahi, nihayetinde meşreplerine uygun, "yerli, yabancı" ve "maddi, manevi" seçkinler ile kudretlilere bayılmasından bellidir.
Partilerine "hükmetme", çatlak sesi boğma, her şeyi belirleme, kin, temizlik gibi tahakkümcü tarzlarından bellidir.
"Demokratik süreç" in onurlandırdığı, halkın baş tacı kıldığı bu faniler, kendilerini abarttıkları, devleştirdikleri, putlaştırdıkları ölçüde asla demokrat olamadılar.
Toplumun, her bakımdan ezilenlerinden de oy aldıkları halde, ayrımcı, kayırmacı, rant sağlayıcı oldukları, devleti ele geçirmeyi halkın gönlünden daha önemsedikleri ölçüde, asla!
"Halkın demokratik inat ve isyanı" yla büyüdüler; ve çok şeyi küçük gördüler.
Aynı "darbeciler" gibi, azarlamaktan, aşağılamaktan, korkutmaktan, tehditten, intikamdan, cezadan, baskıdan, baskından geri durmadılar.
"Türkiye demokrasisi" halkın "demokratik fırsatlar" ı kullanmasıyla "inadına demokratik isyanlar" çıkardı ama netice "demokrat kültürlü liderler" değil; "diktetörler" di.
Tabii top yuvarlaktır!
Yayın tarihi: 18 Nisan 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/18//talu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.