Bu çerçevede bakalım.
2002 seçiminde...
DYP, Meclis'e girebildi mi?
Giremedi.
Anavatan, Meclis'e girebildi mi?
Giremedi.
Bu iki partiyle görüşülüyor mu?
Görüşülüyor.
E o zaman, Meclis'e giremeyen MHP ile neden görüşülmüyor?
Halkın iradesi ise, mevzu...
"Görüşülmeyen" MHP, "görüşülen" Anavatan'ın iki misli oy almadı mı?
Denilebilir ki, "MHP'nin milletvekili yok, ondan görüşülmüyor."
Peki, Genç Parti?
O da Meclis'e giremedi.
Ama milletvekili var.
Niye görüşülmüyor?
(Düşünsenize fotoğrafı...
Recep Tayyip Erdoğan kapının zilini çalıyor, ding dong, Cem Uzan açıyor...
- Hayırdır, niye geldiniz?
- Desteğinizi isteyecektik de...
Ölürüz gülmekten herhalde.)
Ya da ne bileyim...
Bıraktık DSP, DTP, Saadet, BBP gibi, halkın yüzde 15'ini temsil eden köklü partileri...
2002'de Halkın Yükselişi diye bir parti bile yoktu ama bugün, kapı gibi milletvekili var... Üstelik, benim Cumhurbaşkanı adayım... Yok mu sayılacak?
Ya CHP?
Meclis'in kurucusu.
Cumhuriyet'in kurucusu.
Oysa, oy.
Vekilse, vekil.
Neden görüşülmüyor?
"Bize ağır hakaret ettiler, onun için görüşmeyeceğiz" deniyor.
Mazeret buysa eğer...
Erkan Mumcu hakaret etmedi mi?
Hatta mahkemelik olmadınız mı?
Nedir bu işin kriteri?
Anlayan var mı Allah aşkına?
Yayın tarihi: 18 Nisan 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/18//haber,282FE1A8879B49EE956ABAA9AC8313C2.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.