Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın merakla beklenen basın toplantısının satır aralarını çok iyi okumak gerekiyor. Genelde, Büyükanıt yumuşak bir üslup kullandı, gerginlik yaratmaktan uzak durdu. Ancak hem Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, hem de diğer kritik konularda hassasiyetlerini kayda geçirdi. Bu çerçevede, Yaşar Paşa'nın açıklamalarının ön plana çıkan açıları şöyle:
* Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili anlamlı sinyaller verdi. Başbakan Erdoğan'ın muhtemel adaylığına bu süreçte yeşil ışık yakmadı ama kırmızı ışık da yakmadı. Bu yolda, "zorluk çıkarırız, meşru zeminden uzaklaşıp engellemeye çalışırız" gibi bir tutum içine girmedi.
* Ancak, "Atatürk ilkeleri, cumhuriyetin temel değerleri, anayasadaki demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti prensiplerine, üniter yapıya sözde değil özde bağlı birinin seçileceğine inanıyoruz, bunu umut ediyoruz" ifadeleri ile hangi konulara önem verdiklerini kayda geçirdi. Böylelikle, aday kim olursa olsun, kendileri için "geçiş kriterleri"ni ortaya koydu. 'Sözde değil, özde' ifadeleri ile irtica başta olmak üzere ana tehditler üzerinde Anayasa'da bulunmayan ama literatüre girecek yeni bir terimi kullanarak, 'Kim olursa olsun bunların lafta kalmasını istemiyoruz' göndermesinde bulundu.
* Bu söylediklerinin ilerisi için sözlü senet olarak dikkate alınmasını da hissettiren Büyükanıt, ''Meclis'e güveniyoruz'' sözleri ile de herkesin bunu iyi anlamasını istedi.
* Cumhurbaşkanı'nın başkomutan olacağı vurgusu ile uyum içinde çalışmak istediklerini belirtti. Burada, Erdoğan tarafından Yüksek Askeri Şura ihraç kararlarına konulan ve TSK'da rahatsızlık yaratan şerh ile ilgili hassas durum akıllara geldi.
* İsimler üzerine yorum yapmaması bu konuda TSK'nın bazı çevrelerin beklentisinin aksine tarafsız ama ilkeli konumunu sürdüreceğini gösterdi. Ama, 'sonuçlanmadan yorum yapmam'' sözleri ile seçimden sonra söyleyebileceği bir şeyler olabileceği havasını doğurdu. 14 Nisan mitingi için izinli yürüyüşten korkmamak lazım diyerek, bu organizasyona olumsuz bakmadığına işaret etti.
* Her sözünü özenle seçti. Belki de en önemli noktalardan biri de, artık Türk siyasetinde, ''Erdoğan ve hatta Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olmasın'' anlamına gelen 'uzlaşma' sözcüğünü kullanmaması oldu.
* En başta toplantının "özel bir amacı ve zamanlama açısından bir mesaj niteliği yok. Cumhurbaşkanlığı ile ilgili aslında konuşmayacaktım' diyerek 'acaba neler söyleyecek' yönündeki beklenti ve derin endişeleri sonlandırdı.
* Eski Genelkurmay Başkanı Em. Org. Özkök, darbe iddialarının geçtiği Em. Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu konuşulan günlükler için önceki gün 'Soruşturma Genelkurmay Başkanının takdirindedir' diyerek topu Yaşar Paşa'ya atmıştı. Büyükanıt, askeri yargının da önünün açılmasının istendiği bu pası almadı. Sivil yargı süreci haricinde askeri yargının elinde bilgi, belge ve iz olmadığı, arşivlerde bu konuda belge bulunmadığı için yapabileceği bir şey olmadığını belirtti. Örnek Paşa ile konuşması da, Özkök'ün tersine Özden Örnek'in 'inkar eden' politikasına olumsuz bakmadığını gözler önüne serdi.
* Şemdinli iddianamesinden bu yana örgütlü bir şekilde saldırılara maruz kaldıklarını açıkça ifade etti. Bazı gruplarla ilgili hâlâ TSK'nın kızgın olduğunu seslendirdi.
* Barzani'yi muhatap almadığını adını anmayarak hissettirdi. Burada, asıl mesajı yine 'söyletene bak' atıfı ile isim vermeden ABD'ye oldu.
* TSK'nın sınır ötesi operasyon yapılmasını istediğini söyledi, pozisyonlarını açıkça ortaya koydu. Ama siyasi karar sözleri ile, "yeni güney sınır komşusu' ABD ile yaşanan zorlukların bulunduğunu hissettirdi.
Yayın tarihi: 13 Nisan 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/13//haber,CA0712E5B5134EEAAD0052E1F299AC49.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.