21 yıllık evli, 38 yaşındaki Fatma Çağlar Uluyol, 16 yıl bankacılık yapmış. Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalışıyor. 19 yaşında Merve ve 10 yaşında Aybüke adında iki kız çocuğu annesi olan Fatma Uluyol, MS hastalığıyla tanışmasını şöyle anlatıyor: "İki gün görmedim, sınavlara hazırlanıyordum, önemsemiyordum. Ama sonra sol tarafım tutmadı ve ayağımı hissetmedim. Nörolojiye gittim. Bel fıtığı dediler, biz ısrarcı olunca MR çekildi ve MS teşhisi kondu. Daha önce hastalığın adını bile duymamıştım. Hemen ailece araştırmaya başladık." MS'i 'azgın bir sel'e ya da 'deprem'e benzeten Fatma Hanım, şöyle devam ediyor: "Geldiğinde yıkıp gidiyor. Ama ben çabuk toparlanıyorum. Artık önüne baraj kurdum, yıkmasına izin vermiyorum. Ailem ve işyerimde herkes bu hastalığımı biliyor, herkesle paylaştım. Herkes bana destek oluyor, hatta özen gösteriyor. Ben de hastalığımla barışık yaşamayı öğrendim."

Tatili hiç aksatmayız
Fatma Uluyol, kar-kış demeden her gün yürüyor. Hastalığın; moral, irade ve yaşama sevinci ile iyileştirilebileceğine inanan Fatma Hanım, "Hiç 'niye ben' demedim. Sadece nasıl 'daha iyi olabilirim' diye uğraşıyorum. Modern tıbba inanıyorum ve ilaçlarımı kullanıyorum. Bu arada beslenmeme dikkat ediyorum; sebze, meyve, fındık ve balık yemeye özen gösteriyorum. Beş vakit namaz kılıyorum. Benim meditasyonum da ibadetleri yerine getirmek" diyor. Fatma Hanım'ın kızları Merve ile Aybüke de annelerinin bugüne kadar görevlerini hiç aksatmadığını söylüyorlar. Hastalık döneminde bile onlara çorba pişirmek ve salata yapmak için uğraştığını anlatıyorlar. Eşi Ali Bey ise "Moral, kortizondan daha faydalı oluyor" diyor ve şöyle devam ediyor: "Hiçbir yaz tatilimizi pas geçmedik. Birlikte güzel vakit geçirmek için zamanlar yaratıyoruz.Yürüyüşler yapıyoruz, yüzmeye gidiyoruz. Biz MS'i artık çok iyi biliyoruz. Çok yakın bir arkadaşım MS oldu. Ama ona o kadar çok anlatmışım ki, hazırdı sanki..."