|
|
Eşi, 18 yıllık emanet...
-Aldığım duyumlara göre sizin üzerinizde 18 yıllık bir emanet varmış. Eşinizden bahsediyorum. Hikayenin aslını anlatır mısınız? - Biliyorsunuz, öğretmenler okulunda öğretmenler ana baba gibidir. Ben o zamanlar eşimi tanımıyordum, ama okurken aslında okuluma bile gelmiş, kalmış. Rastlaşmamışız. Eşimin ablası ve bacanağım benim öğretmenlerim. Ben Siyasal'da okurken, eşim de Hukuk Fakültesi'ni kazanmış. Ankara'ya onu okula kayıt ettirmeye bu iki öğretmenim gelmiş, bana da uğradılar. Biz gittik beraber eşimin kaydını yaptırdık. Aynı kampus içindeyiz, dönerken "Sana emanet," dediler, "Göz kulak ol!" Ben de bu emaneti galiba biraz fazla ciddiye almışım ki, hâlâ devam ettiriyorum.
-
Okulda nişanlandınız mı? - Nişanlandık tabii. Dolayısıyla ben iki okul birden bitirdim sayılır. Dersim boşsa Hukuk'a gider eşimin derslerine girerdim. Amfide onunla değilse de, arkada arkadaşlarımla otururdum, onların kütüphanesini kullanırdım. Bizim okulda hiç sınıftan atılmadım ama Hukuk Fakültesi'nde gürültü yaptığım için bir keresinde hoca beni sınıftan attıydı. Tabii ben çok bozuldum. Nişanlım ön sırada arkadaşlarıyla oturuyor. Utanmıştım.
|