|
|
'Livaneli teneke sesli; Ferhat Göçer detone!'
- Aydınlar üzerine, Türkiye üzerine tezler yazan biri olarak magazin üzerine tezler üretmek sizi magazinleştirmiyor mu? - Ha çok güzel soru! Nasıl baktığımı söyleyeyim: Bir düzen; dinle, tapınaklarla ayakta kalır. Türkiye düzeni ise putlarla ayakta kalıyor, magazindekiler de küçük tanrıcıklar bence ve ben onlara olan güveni sarsıyorum. Bakın diyorum ki; bunların hiçbirinin kabiliyeti yok, bunların hepsi sizi kandırıyor, bunların hiçbiri şarkı söyleyemez.
- Güven duyulacak kimse de bırakmıyorsunuz ama... - Bu da benim kabahatim değil. Mesela Hakan Aysev'i çok övdüm. Ressamları överim. Hiçbirinizin söylemediklerini söylüyorum. Doktorluktan dönme bir adam, detone, bunu nasıl şarkıcı yaparsınız?
-
Ferhat Göçer mi? - Nasıl isterseniz öyle söyleyin. Bana Yeni Harman dergisi 'Kaleci Rüştü için ne düşünüyorsunuz?' diye sordu. 'Milli kovadır,' dedim. Benimle dalga geçtiler, 'Naptınız hocam, Barcelona'ya gidiyor,' dediler. Üç sene kaldı ama! Ben futbol bilmem ama tariflere bakıyorum.
- Başka kimi harcayacaksınız? - Zülfü Livaneli, çağın en büyük cambazıdır. 15 yıl bekledim biriniz belki söylersiniz diye... En sonunda 'Teneke seslidir,' dedim. Herkes, 'Hocam sağol,' demeye başladı.
- Sezen Aksu'nun 'beste ishali' olduğunu, Bergüzar Korel'in 'inek gibi baktığını' söylüyorsunuz. Popüler olmak için mi yapıyorsunuz bunu? - Hanımefendi, ben televizyonlara çıkmak istemeyen, popüler olmayı sevmeyen bir insanım. Ama popülerim! Ben 'kıtlık rantı'ndan yararlanıyorum. Aydın tükendi ve hepsinin işini yapıyorum. Sık sık söylerim; hep başkalarının cinayetlerini işliyorum. 'İnek gibi bakıyor' veya 'beste ishali oldu' demek cinayettir biliyorum. Ancak bu cinayetler icra edilmelidir. Başkalarının cinayetlerini işlemeye mahkûmum; çünkü cumhuriyet, yüksek estetik, yüksek ahlak ve yüksek akıl idaresidir.
|