Dikkat ofiste bebek var!
Çalışmaktan vazgeçmek istemeyen anneler, Nurcan Çınar'ın hikayesine iç geçiriyor! Doğum sonrası bebeğine ofiste bakmaya başlayan Çınar, bunun kendisine önemli avantajlar sağladığını söylüyor: Bu şekilde işime daha kolay konsantre olabiliyorum.
Nurcan Çınar, dünyaca ünlü bir giyim firmasının tek Türk tasarımcısı... Yaklaşık 16 yıldır tekstil sektöründe tasarımcılık yapan Çınar'ın ilginç hikayesi, yoğun iş temposuna rağmen 7 yıllık evliliğini bir bebekle taçlandırmak istediğinde başladı... "Çocuğa bakmak için bir süre çok sevdiğim mesleğimden ayrı kalacağımı düşünüyordum" diyen Çınar, doğuma kadar hiç ara vermeden çalıştığını anlatıyor. Dünyaca ünlü kadın giyim markası Balizza'daki tek Türk tasarımcı olan Çınar'ın herkesin cesaret edemeyeceği deneyimi ise, patronunun "İstersen al bebeğini gel, burada büyüsün" teklifi ile başlıyor... Bebeği beş günlükken bu teklifi kabul eden Çınar, ofisinde ufak değişikler yaptığını söylüyor. Ofisini bebeğe uygun olarak yeniden döşeyen Nurcan Çınar, bugün 9 aylık olan küçük Pamir'i güzel modeller, çizimler, aksesuvar ve kumaş parçalarının arasında büyütmeye devam ediyor...
HEM ÇİZDİ HEM EMZİRDİ Küçük Pamir, 5 günlükken tanıştığı ofiste kendisi için hazırlanan oyun alanı, yatağı ve mama sandalyesi sayesinde 9 ay boyunca sorun yaşamadan büyümüş. "Uyku saatleri düzene girene kadar bir süre zorluk çektik ama zamanla alıştık" diyen genç anne, toplantılara bile kucağında bebeği ile katılmış. Bebeğini emzirip uyuttuktan sonra elbise tasarladığını anlatan Çınar, "Eğer o evde olsaydı işime konsantre olmakta zorlanacaktım" diyor. Bu dokuz ay boyunca oldukça yoğun olmasına karşın oğlu sayesinde daha verimli çalıştığını anlatan Nurcan Çınar, Pamir'in doğumundan sonra 3 kreasyon tasarlayıp bir de defile düzenlemiş... Günün büyük bir bölümünü çizimler, elbiseler ve güzel mankenler arasında geçiren Pamir'in en sevdiği uğraş ise renkli moda dergilerini karıştırmak! Bütün gün güzel mankenlerin kucağından inmeyen Pamir, ışıltılı elbise ve aksesuvarlara alışmış. Küçük çapkının annesi, "Kızları çok seviyor, onların kucağına giderken zorluk çıkarmıyor, hatta iç geçiriyor" diyor. Nurcan Çınar, şirkette herkesin göz bebeği olan Pamir'in sağlıklı büyümesi için bazı düzenlemeler yapmak zorunda kaldıklarını söylüyor: "Bu diğer ofisler gibi değil, burası bir bebeğin rahat etmesi için düzenlendi. İlk dönem şirketteki herkes onu görmek için odaya geliyordu, ne ben ne de diğerleri rahat çalışamıyorduk. Bu durum bebek için de can sıkıcıydı. İlk önce bebek görüş saatlerine sınırlama getirdim. Onun hijyenik ortamda büyümesi için odayı, özel malzemelerle temizlemeye başladık. Pamir'e alerji yapmaması için odaya uzun süre kürk de sokmadık. Bunları doktor tavsiyesiyle yaptık. Onu TVve bilgisayar gibi uyarıcılardan da uzak tutuyoruz."
MÜŞTERİLER DE ALIŞTI Kucağında bebeği ile toplantılara katılan, hatta müşterileriyle kumaş seçen Çınar, önceleri yadırgandığını anlatıyor: "Kucağımda Pamir'i gören müşteriler şaşırıyordu, önceleri özür diliyordum ancak bir süre sonra duruma herkes alıştı. Patronum Rutkay Çakırkaya'nın desteği bana çok güç verdi. Benim durumum her çalışan annenin başına gelecek bir şey değil, şanslıyım!" Çınar, tüm işverenlere aynı yönteme yönelmelerini tavsiye ediyor ve ekliyor: "Eğer bebeğimi yanıma almasaydım ya işi bırakacaktım ya da verimim düşecekti. Bu durum herkes için iyi oldu..."
NURDENİZ KUTSEL
|