Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2006 yılı sonu itibariyle bütçe açığının gayri safi milli hasılaya oranının binde 7'ye düştüğünü bildirerek, ''bunu rakama dökersek, 40,1 milyar YTL ile devraldığımız bütçe açığını 2006 yılı sonunda 3,9 milyar YTL düşürmeyi başardık. Bu seviyede bütçe açığı geçmişte en son 1976 yılında görülmüştür. Yani 2006 yılı bütçe açığı son 30 yılın en düşük bütçe açığıdır'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Başbakanlık Merkez Bina'da 2006 yılı bütçe sonuçlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Devlet Bakanı Ali Babacan ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın da katıldığı basın toplantısında, yaptığı konuşmada, sosyal devlet ilkesini eksiksiz bir şekilde hayata geçirmek için büyük reformlara imza attıklarını belirtirken, makro ekonomik dengeleri tutturmak, makro hedefleri gerçekleştirmek adına sosyal politikalardan asla vazgeçmediklerini aksine halkın mutluluğu ve refahını politikalarının merkezine aldıklarını vurguladı.
''İŞÇİ
MEMURLARIN ALIM GÜÇLERİNİ KORUDUK''
Bu kapsamda, 2006 yılında çiftçimize yaklaşık 5 milyar YTL destek sağladıklarını, bunun cumhuriyet tarihinin en büyük desteği olduğunu belirten Erdoğan, KOBİ'lere (küçük ve orta boy işletmelere) daha fazla imkanlar sağladıklarını, işçi memur ve emeklilerinin alım güçlerini enflasyona karşı koruduklarını söyledi.
''Hiç bir zaman enflasyona ne işçimize ne memurumuzu ezdirmedik'' diyen Erdoğan, sağlıkta dönüşüm projesi çerçevesinde başta yeşil kartlılar olmak üzere tüm vatandaşlara verilen tedavi hizmetlerinde ilaç temininde büyük kolaylıklar getirdiklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan, ayrıca Türkiye'nin yatırım harcamalarının 2005 yılına göre yüzde 27,3 oranında artışla 14,6 milyar YTL olarak gerçekleştiğini bildirdi.
''HEDEF YOLU VE İÇME SUYU OLMAYAN KÖY BIRAKMAMAK''
Türkiye'nin 2003 yılına kadar otoyollar dahil toplam 6 bin 101 kilometre duble yolu olduğunu hatırlatan Erdoğan, 4 yılda yapılan duble yollarla bu rakamı 13 bin kilometrele kadar çıkardıklarını, şimdi ise hedeflerinin yolu ve içme suyu olmayan köy bırakmamak olduğunu belirtti.
KÖYDES projesi kapsamında 2005 ve 2006 yıllarında toplam 11 bin 706 köy ve bağlısına içme suyu götürüldüğünü ifade eden Erdoğan, ''Bu sonuçları iftiharla arz ediyorum, zira bize göre sosyal adalet budur, sosyal devlet budur, bölgesel adaletsizliklerle mücadele budur. Biz bunu başardık, köylerimizin boşaldığı değil, köylerimizin imar edildiği bir dönem yaşıyoruz. Yeniden köye dönüşü adete teşvik edecek bir zemini hazırlıyoruz. Zira milletimizden topladığımız vergiler yine milletimize hizmet olarak kendilerine geri dönüyor'' diye konuştu.
BÜTÇE HEDEFLERİNİN ÜZERİNDE GELİR TAHSİLATI
Erdoğan, bütçe hedeflerinin üzerinde gelir tahsilatı elde ettiklerini de memnuniyetle ifade ettiğini söyleyerek, bir yandan vergilerde indirim politikası yürüttüklerini, bir yandan gelir idaresinin kapasitesini artırdıklarını kaydetti.
2007 bütçesinin iktidarın 5. bütçesi olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, ''Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir hükümet 5. bütçesini yapmıştır. Bu ülkemizin elde etmiş olduğu istikrarın en büyük göstergesidir. Geçmişte ortalama ömrü 16 ay olan zayıf ve zoraki koalisyon hükümetlerinin bu iktidarı yakalaması mümkün değildir. Bundan önce uyguladığımız ve sonuçlarını aldığımız 4 bütçemiz var. Bu dönemde uyguladığımız mali disiplin ve kararlılıkla sürdürdüğümüz ekonomik politikaları sayesinde bütçe açığı hızla düşerken faiz dışı fazla hedefleri hep tutturulmuştur'' dedi.
BÜTÇE AÇIĞININ GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILAYA ORANI
Bütçe açığının gayri safi milli hasılaya oranının 2002 yılında yüzde 14,6 olduğunu hatırlatan Erdoğan, 2006 yılı sonu itibariyle bütçe açığının gayri safi milli hasılaya oranı binde 7'ye düştüğünü kaydetti.
Erdoğan, ''bunu rakama dökersek, 40,1 milyar YTL ile devraldığımız bütçe açığını 2006 yılı sonunda 3,9 milyar YTL düşürmeyi başardık. Bu seviyede bütçe açığı geçmişte en son 1976 yılında görülmüştür. Yani 2006 yılı bütçe açığı son 30 yılın en düşük bütçe açığıdır'' diye konuştu.
Avrupa Birliği (AB) Maastricht kriterlerine göre bütçe açığının milli gelire oranı en fazla yüzde 3 olabildiğine işaret eden Erdoğan, 2005 ve 2006 yılı bütçelerinde kendilerinin bu kriterleri yakalamak suretiyle, tarihi bir başarıya da ayrıca ulaşmış durumda olduğunu söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Merkezi yönetim bütçe açığının gayri safi yurt içi hasılaya oranı açısından AB üyeleriyle karşılaştığında, Türkiye 2002 yılında en kötü durumundayken, 2006 yılında İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa ve Yunanistan başta olmak üzere bir çok ülkeden daha iyi bir konuma yükselmiştir. Ülkemizde 2006 yılında merkezi yönetim bütçe açığının gayri safi yurt içi hasılaya oranı binde 7 iken 2005 verileriyle, bu oran Macaristan'da yüzde 7,1, Yunanistan'da yüzde 6,2, Portekiz'de yüzde 6, İngilterede yüzde 3, İtalya'da yüzde 3,9, Fransa'da yüzde 2,5, Almanya'da ise 2,1'dir.''
Bütçe açığının düşmesi sayesinde Türkiye'nin önemli kazanımlar elde ettiğini anlatan Erdoğan, bu kazanımları şöyle sıraladı:
''En büyük öncelik olarak belirlediğimiz eğitim ve sağlık hizmetlerine daha fazla kaynak ayırabildik. İktidarımız döneminde 102 bin 272 yeni dersliği çocuklarımızın hizmetine sunduk. Yatırımlara ayrılan kaynağı artırabildik. 2002 yılında bütçeden tarımsal desteklemelere ayrılan pay sadece yüzde 1,7 iken, 2006 yılında bu oranı yüzde 2,7'ye çıkardık. Bu dönemde tarımsal desteklemelerde artış oranı yüzde 155'e ulaştı. Ülkeyi maaşların bile ödenemediği bir durumdan kurtararak, kamu personeline enflasyonun üzerinde maaş artışı sağlayabildik. 2002 yılında üniversite öğrenicilere 45 YTL burs verilirken, 2006 yılında 130 YTL, 2007 yılında 150 YTL burs kredi vermek suretiyle gençlerimizin yanında olduk.''
Türkiye'yi yüksek enflasyon ateşinden kurtararak, tek haneli enflasyon dönemi başlattıklarını kaydeden Erdoğan, AK Parti iktidarı döneminde istikrarlı bir faiz dışı fazla hedefi elde edildiğini ve hedeflerin sürekli olarak tutturulduğunu kaydetti.
Mali disiplin sayesinde faiz giderlerinin GSMH'ya oranının hızlı bir şekilde düşürüldüğünü, 2002 yılında yüzde 18,8 olan bu oranın, 2006 yılında yüzde 8,2'ye indirildiğini vurgulayan Erdoğan, ''2002 yılında vergi gelirlerinin yüzde 92,1'i faiz ödemelerini karşılayabilirken, faiz giderlerinde kaydedilen düşüş ve vergi tahsilatında gösterilen olumlu gelişme sayesinde 2006 yılında bu oranı yüzde 37,5 seviyelerine çektik'' dedi.
BORÇLAR İLK DEFA NOMİNAL OLARAK DÜŞMEYE BAŞLADI
Bütçe performansında kaydedilen başarının borç dinamiklerinin de hızla iyileşmesini sağladığını ifade eden Erdoğan, 2002 yılında yüzde 78,4 olan kamu net borç stokunun Gayri Safi Milli Hasılaya oranının 2006 yılında yüzde 50'nin altında gerçekleşmesi beklendiğini bildirdi.
Erdoğan, ''Yani birilerinin çıkıp da sağdan soldan kamu net borç stokunu (şu kadardır) demek suretiyle, hatta sadece kamunun borcunu değil, özel sektörün borcunu da ona yamamak suretiyle satmak ve halkımızı bu rakamlarla aldatma oyununu... lütfen bu anlattığım bu doğrularla bir defa iyi algılayalım, nereden nereye geldiğimizi de gayet iyi görelim'' diye konuştu.
Bu noktada 2002 yılında kamu kesimi borçlanma gereğinin gayri safi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 12,6 iken, bu oran 2006 yılında yüzde eksi 3,1'e düşürüldüğünü ifade eden Erdoğan, bunun Türkiye'de borçların ilk defa nominal olarak düşmeye başladığını gösterdiğini söyledi.
HEDEF 2013'DE 10 BİN DOLAR KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR
Türkiye ekonomisinde sağlanan iyileşmelere dikkat çeken Erdoğan, bu çerçevede dövize bağlı borçların da toplam borç içindeki payının istikrarlı bir şekilde düşürüldüğünü söyledi.
Erdoğan, bu iyileşmelere paralel olarak Türkiye'nin uluslararası alanda daha saygın bir konuma yükseldiğini, genel yönetim borç stokunun gayri safi yurtiçi hasılaya oranı açısından da Türkiye'nin AB üyesi İtalya, Almanya, Portekiz ve Fransa gibi ülkelerden daha iyi bir konuma geldiğini kaydetti.
Kamu mali yapısı güçlü olmayan ülkelerin uluslararası alanda saygın bir konuma gelmelerinin mümkün olamayacağını belirten Erdoğan, 2003 yılından bu yana Türkiye'nin bütçe performansının dünyada eşine az rastlanır başarıyla olumlu bir düzeye getirdiklerini ifade etti.
Türkiye'ye aldırdıkları bu mesafelerden onur duyduklarını, fakat çok daha büyük hedefleri bulunduğunu da belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ülkemiz, milletimiz çok daha iyi yerlere layıktır. Milletçe daha ileri hedefleri el birliğiyle, güç birliğiyle gerçekleştirecek kudrete ve imkana sahip olduğumuzdan kimsenin şüphesi olmasın. Burada bugün ben bütçeyi konuşuyorum ve bu bütçe bizim ekonomimizin ne kadar sağlıklı yürüdüğünün ifadesidir. Tabii bizim bir başka hedefimiz var. O da insanımızın yaşam standardını çok daha ileriye taşımaktır, yükseltmektir. Onun için verdiğimiz hedef ne? Göreve geldik dedik ki (şu anda kişi başı milli gelir 2 bin 500 dolar, dönemin sonunda yani 5 sene sonra bu rakam 5 bin dolar olacak) dedik. Dördüncü yılın sonunda 5 bin 380 dolara ulaştık. Bu yılın sonunda inşallah bu rakam daha da yükselecek ve 2013 yılında da inşallah hedefimiz 10 bin doları yakalamak suretiyle Türkiye'yi bu kalkınma yolunda, gelişmişlik yolunda o kırılma noktasıyla farklı bir konuma taşımaktır.''
BAŞBAKANDAN EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR
Siyasi, ekonomik güven ve istikrarı özenle koruyarak milletin bütün özlemlerini ve taleplerini gerçekleştireceklerini kaydeden Erdoğan, kaydedilen bütçe ve makro ekonomik performansta emeği geçenlere teşekkür etti.
Erdoğan, ''Özellikle önemli katkıları olan Maliye Bakanımıza ve bütün bakan arkadaşlarıma, kamu kurumlarımızın tüm değerli çalışanlarına, vergisini tam ve zamanında ödeyerek vatandaşlık görevini hakkıyla yerine getiren mükelleflerimize, hükümetimize güven duyarak ülkemizde yatırım yapan bütün yerli ve yabancı yatırımcılara huzurlarınızda teşekkür ediyorum'' diye konuştu.