|
|
Caz dinleyen obsesif polis
Televizyonların yeni dizisi Monk, klasik bir polisiye gibi görünüyor ama takıntılı, titiz, ölen karısına bağlı eski dedektifin hikâyesi Hıristiyan keşişlerden Macbeth'e ve Thelonious Monk şarkılarına kadar gidiyor.
Televizyonda yeni başlayan bir dizi önce tedirginlik yaratır, sonra merak ve en sonunda da bağımlılık gelir. Tersi olması da olası ama bu Monk için asla söz konusu olamaz. İlk bölümü ABD'de 2002'de biz de ise 2006'da yayınlanmaya başladığında obsesif kompülsif (kişinin rahatsız olduğu düşüncelerden sonra kendisini yinelediği alışkanlıklardan alıkoyamaması) eski polis Adrian Monk'un olay mahalline geldiği an cinayeti kimin işlediğini keşfetmesi ve nasıl yaptığı üzerine kafa yorması dikkat çekmişti. Tabii, simetri hastalığı, (hayatında tek simetrik olmayan şey ölen karısının ayaklarını uzatırken kullandığı sehpadır) titizliği, zorda kalmadıkça kimseyle tokalaşmaması, asansörde yalnız kalmaktan ve çocuklardan, özellikle hasta çocuklardan korkması gibi özellikleri de eğlenceli bir karakterle karşı karşıya olduğumuzun işaretiydi.
MONK'UN ÇÖZÜM PLANI Yardımcısı Sharona olmadıkça sokağa dahi çıkamayan Adrian, olaylar hakkında sürekli yanılan klasik iki dedektif ve giderek şüphecilikte Monk'a benzemeye başlayan yardımcısıyla olay mahalline gelir. Bu, dizinin bir nevi serim aşamasıdır, sonra Monk olay mahallini inceler, cinayeti işleyenin boyu bosu hakkında fikir verir ve dizi Monk'un haklılığıyla sonuçlanır. O aşamada (Hercule Poirot ya da Sherlock Holmes'un açıklamaları gibi) cinayetin nasıl işlendiğini Monk'un ağzından duyarız. Yine de Monk, asla klasik bir polisiye dizi değil. Bir kere Monk sözcük olarak, dünyevi zevkleri reddeden bir keşiş anlamına geliyor. Zaten Adrian'ın hayatı da karısının öldürülmesinden sonra bir keşişin hayatına dönüşmüş durumda. Yine onun obsesif davranışlarının yaratıcı bir erdeme dönüşmesi (Dizide sık sık kendini tutamadığını söyler.) Shakespeare'in Macbeth'ine bir göndermedir (Lady Macbeth de işlenen cinayetten sonra kendini tutamayarak sürekli elini yıkar). Karısı Trudy'nin mezarı başında klarnet çalması (Thelonious Monk'a bir selam mahiyetindedir) ve Thelonious şarkıları müzik ve psikiyatri bahsinin açılmasına vesile olmuştur. Bütün bunlar düşünüldüğünde televizyonlarımızın yeni konuğu Monk'un asla bir klasik polisiye dizisi olmadığı ortaya çıkar.
Nuh KÖKLÜ
|