|
|
|
|
|
Şoförü 'kendisi' olanlara
|
|
Quattroporte aslında bir Maserati klasiği. Markanın, de Tomaso liderliğinde karizmayı çizdirdiği dönemde bile 'başını dik tutmayı' becermiş bir modeli.
Bu hafta pek de 'yeni' sayılmayacak bir otomobili sizler için 'sürdük'. Maserati Quattroporte'yi, yani 'dört kapıyı'... Quattroporte aslında bir Maserati klasiği. Markanın, de Tomaso liderliğinde karizmayı çizdirdiği dönemde bile 'başını dik tutmayı' becermiş bir modeli. Fiat-Ferrari'nin markayı satın aldıktan sonra bir önceki modelini makyajlayıp sekiz silindirli motorla donattığı ve daha sonra da bugün okuyacağınız versiyonunu ürettiği bence 'şahane' bir dört kapılı sedan. Dış görünüşü muhteşem. Uzun burun. Eski Buick'leri anımsatan çamurluk yanındaki havalandırmalar. Isıracakmış gibi öne uzanmış ızgara. Kısık bakan farlar süper. Arkadan biraz sorunlu; stop lambaları daha iyi olabilirdi.
İÇİ HEM SPORTİF HEM ŞIK Maserati Quattroporte'nin içi, bir otomobilin içinin nasıl hem sportif, hem şık, hem kaliteli, hem de oturaklı olabileceğinin somutlaşmış hali. Deri ve ahşabın müthiş kombinasyonu. Büyük bölümü masif. Fazla kullanılmayan ahşap tonları. Son derece kaliteli deri döşemeler. Sportif direksiyon ve Ferrari'nin bir önceki neslinde kullandığı F1'ın benzeri direksiyon arkası vites kumandaları. 320 kms hıza kadar gösteren sportif göstergeler ve Maserati alametifarikası haline gelmiş şık ötesi analog saat. Gayet yeterli bir müzik sistemi. Ama galiba bu da Becker marka, çünkü kullanımı çok zor. Arkada gerekli hallerde şoförlü kullanıma olanak verecek kadar geniş bir diz mesafesi. Basık ama insanı boğmayan bir tavan. Ön koltukların arkasında ahşap kaplama masalar. Gaz pedalının yanındaki halıyı kirletmemek ve yıpratmamak için koyulmuş parlak metal plaka. Ne yazık ki, çağdışı kalmış bir araç telefonu. Ama insana kendi müthiş iyi hissettiren bir iç mekan. Bence benim kullandığım araçtaki tek eksik tavanın deri değil, kumaş kaplama olmasıydı.
MOTOR SESİ HOŞ Motor kusursuz gibi. Zaten büyük oranda Ferrari. 4200 cc ve 400 beygir. Tork da fena değil. 4500 devirde 452 nm. Dört kapılı bir sedanda bundan iyisi Şam'da kayısı. Motor sesi de çok hoş. Ferrari gibi abartılı değil, ama vahşi bir hırıltısı var. Gaza basınca hafiften 'cayırdıyor' fakat rahatsız etmiyor. Bu sese ve bu sesi seven erkeklere illet olan 'bazı' hanımefendileri bile Şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere... Yani Quattroporte'nin gidişine. Keyifli bir otomobil. Vites değişimleri bir Ferrari tadında olmasa da benzer iddialı sedanlardan daha iyi ve daha sportif. Süspansiyon sert ve başarılı. Viraj alışta ise aynı başarı yok. Oysa arkaya koyulan şanzıman ve mümkün olduğunca geri çekilmiş motor, aracın dengesini gayet iyi ayarlamış. Frenler süper başarılı değil, ama yeterli. Sürat ise kusursuz. Otomobil 200 kms'ye kadar gayet iyi tırmanıyor. Son hız olarak gösterilen 275 kms'yi ise rahatlıkla aşıyor. Ama bu durum şayanı tavsiye değil. Bu arada bu koca motora ve bu performansa rağmen yakıt tüketimi makul. Benim abartılı sürüşümle yüz kilometrede 21 litreyi aşmadı. Her haftaki sorumuzu bir daha soralım: "Bu otomobil alınır mı?" "Bu alınmazsa ne alınır!" demek lazım. Tabii 210 bin avronuz varsa.
Maserati Quattro Porte Motor Hacmi: 4244 cm3 Max Tork: 451 nm 0-100 km/sa hızlanma: 5.2 sn. Fiyatı: 210 bin avro
|
|
|
|
|
|
|
|
|