Noel babasız bir buzdağı
Charles Dickens 1870'de gözlerini dünyaya kapadığında, yazarın ölüm haberini duyan bir çocuğun söylediği şu söz dilden dile öylesine yayılır ki, kitapçı vitrinlerine bile manşet olur: "Bay Dickens öldü demek ha? Öyleyse Noel Baba'da mı ölecek?" Oysa Dickens, bir yaz günü veda etmiştir dünyaya! Yazarın ölümü çocuğun yüreğinde buz parçaları yüzdürmüş olmalı ki, Noel Babasız bir dünyanın ıssızlığını duymuş, derinden.. Buz ve Noel Baba denilince Robert Douglas Spedden'in öyküsünü mutlaka anlatmalıyız: New York'ta yaşayan Frederik Oakley Spedden'in çalışmasına, sabah evden çıkıp işe gitmesine hiç gerek yoktur. Çünkü, ailesinden büyük bir servet kalmıştır. İşte Robert, bu zengin adamın Daisy Spedden ile yaptığı evlilikten dünyaya gelir, 19 kasım 1905 tarihinde. Ailenin tek çocuğu olan Robert, annesi ve babası bir Akdeniz turu yapmaya karar verdiğinde okula başlamadığı için, onlarla birlikte yola koyulur. Altı yaşındaki Robert önce Cezayir'i görür. Oradan Monte Carlo'ya, sonra da Paris'e varırlar. Ülkelerine geri dönmek için de Cherburg limanından bir gemiye binerler. Seyahate Robert'le ilgilenmesi için dadısı Mudie Douglas da götürülmüştür. Robert adını doğru söyleyemediğinden dolayı dadısına "Muddy Boons," diyordu... Geri dönüş yolunda bir gece dadısı Robert'i uyandırır. Uyku sersemi olan çocuk ne olduğunu sorduğunda şu yanıtı alır: "Seninle yıldızlara doğru bir yolculuğa çıkacağız."
ONLARIN HİKÂYESİ O gece, gökyüzünde yıldız yoktur oysa... Spedden ailesi zengin olduğu için, geminin sancak tarafındaki 3 numaralı filikada yer bulmakta zorlanmazlar. Görevliler kürekleri hızla çekerlerken Robert, dadısının kucağında uyuya kalır. Güneş doğarken uyanan Robert, filikanın etrafında bir çok buzdağı görünce gülümser. Bu manzara çocuğun öylesine hoşuna gider ki, neşe içinde şunları söyler: "Hey Muddy, şu güzelim Kuzey Kutbu'na bakar mısın? Ama, Noel Baba yok!" Charles Dickens'ın ardından "Noel Baba'da mı ölecek?" diye soran çocuk, ölümün soğukluğunu hissediyordu. Robert ise, sabah uyandığında gördüğü buzdağlarından birinin yolculuk yaptıkları Titanik'i batırdığını ve geride yüzlerce ceset bıraktıklarını bilmiyordu! Spedden ailesi kaza yerine gelen Carpathia gemisi tarafından kurtarılır. Bir yıl sonra, Robert'in annesi My Story adında bir kitap yazar ve bu kitabı 1913 yılının son gecesinde Noel armağanı olarak oğluna verir. Kitap, Spedden ailesinin Avrupa gezisini, bindikleri Titanik'in batışını ve kurtulma çabalarını anlatmaktadır. Tüm bu yaşanılanları anlatan da ne anne, ne baba ve ne de çocuktur! Hayır, kitaptaki anlatıcı dadı Muddy de değildir! Biri daha vardır, Spedden ailesinin yanında... O da, Robert'in yanından hiç ayırmadığı oyuncak ayısıdır! Daisy Spedden, oyuncak ayının gözüyle anlatır tüm yaşadıklarını. Titanik'in batışından üç yıl sonra, Spedden ailesi yazlıklarının bulunduğu Winter Harbour kasabasına giderler. 6 Ağustos günü bu bölgedeki ilk trafik kazası gerçekleşir. 10 yaşında bir çocuk arabanın altında kalarak can verir. O gece, My Story kitabının kahramanı olan oyuncak ayı, ilk kez yatakta yalnız kalır! Yılbaşı yaklaşıyor... Noel Baba her yerde karşımıza çıkıyor... Sevimlidir Noel Baba, kırmızı yanakları ve beyaz sakalıyla... Ama ben, hüzünlenirim nedense, çocukların sevgilisi olan şiir kahramanını görünce, Charles Dickens'in ölümünü duyan çocuğun sözleri gelir aklıma. Robert Spedden'in hüzünlü öyküsü bir de... Sanırım, Noel Baba'dan daha çok sevdiğim Şarlo'nun, 1977 yılının Noel gecesi çocuklarına armağanlarını vermesinin ardından, merdivenleri çıkarak yatak odasına gitmesi ve bir daha hiç uyanmamasının da payı vardır bunda. Bir de, sevgili Onat Kutlar'ı, yılbaşı gecesine birkaç saat kala oturduğu kafeye konulan bombanın patlaması sonucu kaybetmiş olmakta burkar yüreğimi. Mutlu yıllar...
|