|
|
|
|
Mogwai, Galatasaray - Gençlerbirliği maçındaydı
Geçen hafta Yeni Melek'in alt katında Mogwai konseri öncesinde beklerken sohbet sırasında ekibin Galatasaray maçında olduğunu öğrendim. Meğer her gittikleri ülkede istek listelerinin içinde bu da varmış: Şehrin takımının maçına beş bilet. Kalabalık kapı önündeyken Mogwai tribünde maç izliyormuş. Başka neler mi istemişler? İşte buyrun: * Bir adet kaliteli İngilizce gazete, tercih sırasına göre: The Herald, The Guardian, The Observer, New York Times. (Kendileri almışlar gerek kalmamış.) * Soyunma odasında renkli televizyon ve CD player. * Kahvaltı gevrekleri ve süt. Nestle ürünleri hariç. (Nestle takıntıları var.) * Humus ve pide. (Bunu ilk isteyenler onlar değilmiş. Nedense pek popüler bir istek.) * Bir bar organik çikolata ve günlük süt. (No Nestle.) * Dört litre taze sıkılmış portakal suyu. * Bir adet kızarmış tavuk. * Konser günü, varsa, yerel futbol takımının maçına beş bilet. * Bir adet yerel bir amatör ressam ya da yetenekli bir çocuk tarafından çizilmiş resim. (Evet, yetenekli çocuk. İnanmayacaksınız ama bunu ayarlıyorlarmış, son anda grup "Tamam kasmayın," demiş. Sağ olsunlar.) Vee dikkat, en bomba istek: * No American Beer. Mogwai ya tadını sevmediğinden ya da Amerikan şeylerine karşı olduğundan Amerikan birası istemiyor. Eğer tadını sevmediğini düşünüyorsanız yazının kalan kısmını okumanıza gerek yok. Tersini düşünenlerle devam edelim. Phonem Festivali'nin adı Phonem By Miller. Miller bir Amerikan markası. Ben bu tip protestoları her zaman anlamsız bulmuşumdur. Bir marka yüzünden festivale çıkmamak, siyasi ilişkiler kötü gitti diye o ülkelerin malını kullanmamak. Bush'a kızıyoruz diye Amerikan birası içmemek. Ne yani İngiliz birası daha mı delikanlı. Mogwai, Bush'u ve Amerika'yı sevmiyor ama Blair'i mi seviyor? Daha mı insan haklarına saygılı? Bence biri onurlu ve tavırlı bir duruş peşindeyse bunda sonuna kadar gitmeli. Amerikan birası içmem deyip İngiliz birasını mideye indiriyorsan, ben ne anladım bu işten Mogwai?
|
|
|
|
|
|
|
|
|