Hep büyük iddialara muhatap oldum. Paşabahçe bugün dünyanın ikinci büyük beyaz eşya üreticisi.
* Öyle rahat anlatıyorsunuz. Sürekli fabrika kurarak geçirmişsiniz yıllarınızı. Dur durak da yok. Peki bu yoğunluktan özel hayat etkilenmiyor mu? Ev yönetiliyor, mükemmel mi, değil mi tabi çok zor onu söylemek. Ama ben eve düşkün bir insanım, eşimde öyle. Yani evi önemsiyoruz. Ev hayatımın düzenini mutlaka sağlamayı önemsiyoruz. Çocuklarla da olabildiğinde kaliteli bir şekilde ilgilenmeye çalışıyorum. Ben yorulduğumu hiç anlayamıyorum. Yani küt diye düşüp bayılırsam belki inanın o zaman anlarım. Arkadaşlarım ve bütün tanıdıklarıma 'Gülsüm nasıldır' derseniz, 'Enerjisi bitmiyor ilginç bir insan' derler. Benim karekterim böyle. Sürekli önemli kararlar alınca insan, yani bakın 3 sendikayla muhatabım, sadece benim iş kolumda 6 bin işçi çalıştırıyoruz. Dolayısıyla yaşam tarzı bu olunca, yüksünmüyorsunuz, kendinize acımıyorsunuz ben çok yoruldum dememeyi öğreniyorsunuz.
*
Yani durmayı düşün müyorsunuz? Kabus gibi! Yaşlanınca ne yapacağım diye düşünüyorum ben.
* Geldiğiniz noktayı nasıl yorumluyorsunuz? 1994'ten beri üst kademede yöneticiyim. İş hayatımda hep çok büyük iddialara muhatap oldum. O iddialarda hep ekiple birlikte çalıştım. Paşabahçe dünyanın ikinci büyük eşya üreticisi. Neticede profesyonel bir iş yapıyoruz diyebilirsiniz. Dolayısıyla nasıl oluyor da siz Çinliler'den, Hintliler'den korkmuyorsunuz diyebilirsiniz. Korkunun ecele faydası yok. Tabii ki onları dikkate alıyoruz. Ama küçük iyileştirmelerle büyük rakamlar çıkarmanın peşindeyiz.