Başbakan Siyasi Danışmanı Ömer Çelik, Erdoğan'ın Köşk'e çıkıp çıkmayacağına ilişkin soruya "Meseleleri pişirme tarzımız var ve Cumhurbaşkanlığı konusu henüz tavaya girmedi" dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın siyasi danışmanı ve AK Parti Adana Milletvekili Ömer Çelik Cumhurbaşkanlığı meselesinin gündemlerinde olmadığını "Mesele henüz tavaya girmedi" sözleriyle açıkladı. Çelik, Türkiye'nin, Batı ile Doğu arasında yaşanan akıl tutulmasının şifre çözücüsü olabileceğini kaydetti. İstanbul Çırağan Sarayı'nda düzenlenen Marka Konferansı'nda konuşan Ömer Çelik, bir ülkenin marka olmasından ya da marka değerinden bahsetmenin, zihninde hem olumlu hem de olumsuz çağrışımları bulunduğunu ifade ederek, "Olumlu tarafı, ilgili ülkenin değerleri, zenginlikleri ve potansiyelini üzerinde iyi çalışılmış bir şekilde sunmak ve anlatabilmek. Olumsuz tarafı ise o ülkenin her şeyine paraya çevrilebilir bir meta gözüyle bakmak'' dedi. Çelik, Başbakan Erdoğan'ın "Köşk'e''e çıkıp çıkmayacağına ilişkin bir soruya, "Meseleleri pişirme tarzımız var. Cumhurbaşkanlığı meselesi henüz tavaya girmedi'' yanıtını verdi. Türkiye'nin, dünyanın Batı perspektifi ve Doğu birikimine aynı anda sahip tek ülke olduğunu belirten Çelik, dünyada gerçek değerler arası soğuk savaş yaşandığını ve bunun devam ettiğini söyledi. Şu anda Batı ve Doğu arasında akıl tutulması yaşandığını ifade eden Çelik, "Biri diğerinidüşman etmeden, kendini bir diğerine şeytan ilan etmeden kendini tanımlayamaz hale geldi. İşte bu akıl tutulmasının şifre çözücüsü olabilecek ülke Türkiye'' dedi. "Türkiye Batılı mı, Doğulu mu'' tartışmasının, Türkiye'nin değerini ve özgünlüğünü zayıflatan bir unsur olduğunu vurgulayan Ömer Çelik, ''Biz neysek oyuz. Hem Batılıyız, hem Doğuluyuz'' dedi.
DEĞER YARATMALISINIZ Dünyada marka olamadığı için başka markalar yaratamayan, bu nedenle de zenginlikleri heba eden pek çok ülke bulunduğunu belirten Çelik, kendi tarihi ve insanlık değerini keşfetmeden sadece ekonomik markalar üreten, bu nedenle de bir ülkeden çok, büyük bir şirkete benzeyen ülkeler olduğunu söyledi. Bu ülkelerin kendi değerlerini içeriksizleştirdiğini ifade eden Ömer Çelik, şöyle devam etti: "Marka üretmeye aday her ülkenin kendi tarihsel birikimi ve insani potansiyeli etrafında kendi değerini ve özgünlüğünü bir insanlık markası haline getirmesi gerektiğine inanıyorum. Eğer kendi ülkenizi insani ve toplumsal değerlere dayanan bir marka haline getiremezseniz, dünya pazarlarında çok satan mallar ya da markalar üretmek son derece sahte bir çağdaşlıktır.''