Hukuki Girişimler Derneği, Doğan TV'nin yüzde 25'inin Axel Springer'e satışına onay verilmemesi için Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü'ne başvurdu.
Hukuki Girişimler Derneği, Doğan TV'nin yüzde 25'inin Alman medya devi Axel Springer'in sahibi olduğu "Dreiundvierzigste Media Vermogengsverwaltungs gesellschaft MBH'ye" (DMV)'ye satışına onay verilmemesi için Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü'ne başvurdu. Ayrıca dernek, TGRT'nin sahibi Huzur Radyo TV hisselerinin, ünlü medya patronu Rupert Murdoch'a ait Hollanda'da kurulu News Netherlands B.V ve Murdoch ile ortak hareket eden Ahmet Ertegün'e satışına da dava açmaya hazırlanıyor. Bu nedenle dernek Bilgi Edinme Yasası kapsamında RTÜK'e başvurarak söz konusu satışa verilen onayın gerekçelerine esas teşkil eden belgeleri istedi.
Yasaya
aykırı Hukuki Girişimler Derneği yetkilileri, Doğan TV'nin yüzde 25'nin Alman Medya Devi Axel Springer'e satışının RTÜK Yasası'nın 29. maddesine aykırı olduğunu belirttiler. Yetkililer, bünyesinde 3 ulusal, 1 uluslararası ve 2 kablo TV kanalını bulunduran Doğan Yayın Holding A.Ş.'nin yüzde 99.51 oranında iştirak ettiği Doğan TV'de sahibi olduğu ve Doğan TV sermayesinin yüzde 25'ini temsil eden payların devri halinde, her ne kadar yabancı grubun payı yüzde 25 sınırında ise de, devralınan şirketin iştirak etmiş olduğu kanal sayısının birden fazla olmasının yasaya aykırı olduğunun altını çizdiler. RTÜK Yasası'nın 29. maddesine göre, "Bir özel radyo ve televizyon yayın kuruluşunda ortak olan gerçek veya tüzel yabancı kişi bir başka radyo ve televizyon kuruluşuna ortak olamaz" hükmü yer alıyor.
Güvenlik sorunu var Hukuki Girişimler Derneği Başkanı Av. Baran Umut Baycan kamuoyunun gözünden kaçan bir başka konuya dikkat çekerek, Doğan TV'nin yüzde 25'nin Axl Springer'e devredilmesinin ulusal güvenlik açısından sakıncaları bulunduğunu söyledi. Baycan, Axel Springer adlı kuruluşun temel şirket politikasının İsrail Devleti'nin yaşam hakkının desteklenmesi ve ABD'nin diğer devletler ve uluslar üzerindeki etkinliğinin artırılması gibi siyasi bir ilkeye sahip olması ve bu amacın da şirketin temel prensibi olarak saklanmaksızın ilan edilmesinin sakıncalarına dikkat çekerek, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş amacına, bağımsızlığına, milli güvenliğine ve milli politikalarına açık tehdit oluşturması nedenleriyle, devralan şirket tarafından talep edilecek Ulusal Güvenlik Belgesi talebinin Başbakanlık tarafından hassasiyetle incelenmesi gerekiyor" diye konuştu.