Tarkan'ın meczubu
Fateme Hosniat, Tarkan'a aşık İranlı genç bir kız. Haberi dün GÜNAYDIN'da vardı. Öyküsünün büyük kısmını gülümseyerek okudum. Yani 'aşkı' için Türkçe öğrenmesini, annesiyle Bebek'te yürüyüp Tarkan'ı aramasını hatta babasını bile bu arayış sürecine dahil etmesi garip olmakla birlikte güzel. Ancak haberin sonunda can sıkan bir bölüm daha vardı... Tarkan ile tanışabilmek için Levent'teki şirkete giden genç kıza görevliler, 'yarın sabah 7'de havaalanında olacak' demişler. O da sabahın köründe alana gidip saatlerce beklemiş. Her isteyenin Tarkan ile görüştürülmemesi normal ama bu onlarla dalga geçilmesi gerektiği anlamına da gelmiyor. Başlarından savmak için 'Tarkan yurtdışında' derler, olur biterdi. Bu konuda aklıma takılan bir soru daha var. Eğer bu kız İranlı değil de, acaba Amerikalı olsaydı "Tarkan için dünyanın öbür ucundan geldi" diye tanıştıkları anın fotoğraflı haberini okuyor olur muyduk?
|