Bir bakkal dükkânından başlayan ve gücünü uluslararası boyuta taşıyan bir aile şirketinin büyüyüp, gelişmesinin her aşamasında aktif rol aldı ve örneğin Arçelik'in bugün yabancı bir ortaksız dünya devi olmasında en büyük emeği verdi. Bir anda Arçelik'e ortak alma önerisi gündeme geldiğinde ve Vehbi Koç'un dahi bu öneriye sıcak baktığı bir ortamda, bu fikre şiddetle karşı çıkan Koç Ailesi'nden tek isim Suna Kıraç oldu. Yine Suna Kıraç'ın kitabında yazıldığı üzere, Türk sanayisinin bu 'ateşle imtihanında' Suna Hanım, panik karar almaktan yana olmadı. Arçelik'in onca yıllık sanayi birikiminin, pazarlama becerisinin, satış ve servis örgütünün ve modernleştirilen teknolojisinin büyük bir açılım olduğunu vurguladı durdu ve sonunda çetrefilli toplantılar sona erdiğinde Arçelik'in yola tek başına devam etmesine karar verildi. Koç'un emekli üst düzey yöneticilerinden Cengiz Solakoğlu, Suna Kıraç'ın bu başarısını kitapta, "Türk sanayisinin geleceği için çok önemliydi. Zira Gümrük Birliği gibi kritik bir süreçte, -rekabet edememe gerekçesiyleözel sektörün en büyük kuruluşun yabancı bir firmayla birleşmesi, Türk sanayicisi, mühendisi ve işçisinin özgüvenini sarsacak en önemli gelişme olacaktı" diye anlattı. Suna Kıraç, kızı İpek'in bütün isyanlarına karşılık iş hayatındaki yoğun çalışmasını rahatsızlığının ilk gününe kadar sürdürdü. Hatta 'gözleriyle' hastalandıktan sonra dahi bazı kararlara katılmayı, fikirlerini bildirmeyi sürdürüyor. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, bugünlere geldiyse Suna Kıraç sayesindedir. Hiçbir zaman ön planda olmayı seçmedi ama vakfa en büyük desteği vermekten de kaçınmadı. Aynı şekilde Koç Üniversitesi'nin her taşında Suna Kıraç'ın büyük emeği olduğu söylenir. Kıraç için sosyal sorumluluk projeleri büyük önem taşıyor.