Milyar dolarlık genç golfçü
Spor camiasından hiç kimse alınmasın. Bana "En başarılı federasyon başkanı kim" diye sorsalar, hiç düşünmeden Ahmet Ağaoğlu'nu gösteririm. Golf Federasyonu Başkanı'nı. Son derece ciddiyim. Anadolu'nun kara kışa teslim olduğu, kar kalınlığının birkaç metreyi geçtiği günlerde bile o -bir avuç tuzu kuruyu saymazsak- Türk halkına tamamen yabancı bu sporu tabandan başlayarak sevdirmek amacıyla hazırladığı programın aksamaması için çırpınıp durdu, duruyor. Dikkatinizi çekeriz, kapalı salonlarda değil, lapa lapa kar yağarken açık havada. Kütahya'dan Şanlıurfa'ya, Ardahan'dan, Konya'ya, Erzurum'dan Ağrı'ya kadar. O, başında bulunduğu federasyonun 10'uncu yıldönümünde (bu yıl kutlanıyor) kimsenin bırakın ağzından kaçırmayı, aklının ucundan bile geçiremeyeceği bir hedef koydu: "Türkiye'ye dünya şampiyonluğu armağan etmek istiyoruz." Sonra kendinden emin ekledi: "Hedefimize ulaşırsak hiç kimse şaşırmasın." Ve o, tümü Antalya ve İstanbul'un turistik tesislerinde bulunan topu topu 11 golf sahasına (galiba bu yaz 18'e yükselecek), dört yılda 100 adet daha ekleyeceği iddiasını ortaya attı. Bir de rakam verdi ki, inanılır gibi değil: "Türkiye'de lisanslı golfçü sayısı bir yılda 600'den 2 bin 600'e çıktı. Bizi izleyin, kısa sürede nasıl çığ gibi arttığını göreceksiniz." Bitmedi; Türkiye'de golfün yıldızlarının Doğu'dan parlayacağını öne sürdü (çünkü golf yaygın kanının aksine, cebi değil gönlü zengin olanların sporu) Anadolu'nun Ankara'nın doğusuna düşen kesiminde 9 ili pilot bölge ilan etti, Ağrı Dağı eteklerinde golf turnuvası düzenlemenin düşünü kurduğunu açıkladı. Uzun sözün kısası Başkan Ahmet Ağaoğlu, üstadımız Çetin Altan'ın tenis oynayan köylüler düşünün çok daha zor bir versiyonunu gerçekleştirmeye iyice kararlı. Helal olsun.
BAŞKANI İSTİFA ETTİREN BASKI Golf deyip geçmeyin. Daha bir hafta önce Güney Kore Başbakanı Lee Hae-chan ile Eğitim Bakanı Yardımcısı Lee Gi-woo'nun hayatlarının akışını değiştirdi. Başbakan ile kabine arkadaşı, demiryolu işçilerinin ülke çapında grev başlattıkları gün, bu eylemle ilgileneceklerine golf oynamayı tercih edince, bir anda hedef tahtası haline geliverdiler. Sonuç? Baskılara ve kamuoyu tepkisine dayanamayıp istifa etmek zorunda kaldılar. Konuya, yani portremize geçmeden önce bir de en sevdiğimiz fıkralardan birini aktaralım. Acemi bir golfçü antrenör gözetiminde çalışırken, vurduğu top havalandıkça havalandı, biraz da rüzgarın etkisiyle yön değiştirdi ve az ötedeki otoyolda ilerlemekte olan bir otomobilin camına isabet etti. Cam parçalandı, önünü göremeyen sürücü öndekine olanca hızıyla çarptı. Durmaya çalışırken arkadaki ona bindirdi, onun arkasındaki de ona. Bitmedi, seken top bu kez otoyolun öbür tarafında bir otomobilin ön camını delip sürücünün gözünde patladı. Orada da benzer facia sahneleri. Bilanço: 22 ölü, 20'si ağır 88 yaralı. Zincirleme kazaları öğrenen acemi golfçü "Tanrım ben ne yaptım" diye inledi. Antrenörü yanıt verdi: "Topa vururken bileğini iki derece kadar fazla büktün. Bundan sonra daha dikkatli ol lütfen!" Korkmayın, sadece fıkra. Bugüne kadar golf sahalarında pek ciddi bir olay yaşanmadı. Sıra geldi, haftanın kahramanına. Federasyon Başkanı Ahmet Ağaoğlu'nun dur durak bilmeyen çabasına ve olağanüstü heyecanına karınca kararınca katkıda bulunmak (ya da o ünlü reklamdaki sloganla söylersek "Bir nevi hizmetimiz olması") için bu haftanın portresi olarak golfün yaşayan efsanesini seçtik: Tiger Woods. Dünyanın en çok kazanan sporcusu. David Backham, Zinedine Zidane, Cristiano Messias Ronaldo, Ronaldinho (Ronaldo de Assis Moreira) gibi futbolun kutup yıldızlarını, Roger Federer gibi tenis ilahını geçtik, Formula-1'in altın yumurtlayan tavuğu Michael Schumacher'in kazancı bile onun yanında devede kulak diyemesek de epey önemsiz kalıyor.
KIZILDERİLİ KANI TAŞIYOR Tiger Woods "Adam olacak çocuk daha kundakta belli olur" özdeyişinin adeta canlı kanıtı. Ve de ırkların ya da kanların karışımının ne müthiş mucizeler yaratabileceğinin en somut, en heyecan verici örneklerinden biri. Onun asıl adı Eldrick Woods . "Tiger", Vietnam'da savaşan babası -Yeşil Bereliler'den- Earl'ın silah ve cephe arkadaşının adıydı. Golfçümüz 20 yaşına basınca, mahkeme kararıyla onu resmi, yani kimliğinde yazılı adı yaptı. 30 Aralık 1975'te Kaliforniya eyaletinde dünyaya geldi. Babası Earl, çok ünlü bir golfçüydü. Hatta ABD golf tarihinin en önemli oyuncularından biri olduğu bile söyleniyor. Tiger'ın annesi ise Taylandlı Kultida. Kanlarında büyüleyici bir karışım dolaşıyor: Afrika, Amerika, Asya, Kafkas halklarının kokteyli. Hatta Kızılderililer'in bile katkısı var bu karışımda. Tiger henüz 6 aylıkken, evlerinin garajında babasının topa vuruşunu izlemeye başladı. Dikkatle, ilgiyle, severek, heyecanlanınca el çırparak. 2 yaşında üne kavuştu: Televizyonda "Mike Douglas Show"da Bob Hope ile ekranı paylaştı. 5 yaşında "That's incredible" (Bu inanılmaz) şovuyla yıldız oldu. Çünkü "rayting" rekorları kırıyordu o program. TV kariyerini 8-9 yaşına kadar sürdürdü; aralarında "Today Show" ve "Good Morning America"nın da bulunduğu çok izlenen programlarla, girmediği ev, fethetmediği kalp kalmadı. Sonra beyaz camdan çim sahalara geçti. Babasının yol göstermesiyle. 8, 9, 12 ve 13 yaşlarında "Optimist International Junior World" turnuvalarında birinci oldu. Zaten derler ki, "Golfte zirveye tırmanmanın yolu, küçük yaşlarda bu spora yönelmekten geçer." 10, 12, bilemediniz 13- 14 yaşlarında. Tiger bu iddia sahiplerinin de yüzlerini ağartan bir emsal oldu. Ya da tezlerinin kanıtı. Çocukluğundaki başarılarına "Junior" ve "Amatör" olarak yarıştığı 1990-1996 arasında yenilerini eklemeyi başardı. Örneğin 14 yaşında "Insurance Youth Golf Classic (Big I) National" turnuvasını kazandı. Böylece o güne kadar bu kupayı havaya kaldıran en genç golfçü olarak tarihe geçti. 1991-1993 arasında kesintisiz olarak "U.S. Junior Amateur" şampiyonasında birinci oldu. 16 yaşında "Nisan Los Angeles Open" profesyoneller turnuvasına amatör olarak katıldı ve rakiplerine epey zor anlar yaşattı. 17 yaşında Nisan Open'ın yanı sıra "Honda Classic"' ve "GTE Byron Nelson Classic" gibi önemli profesyonel turnuvalarda da amatör olarak boy gösterip dikkatleri çekmeyi başardı. 1994-1996 arasında "U.S. Amateur" şampiyonalarının birincisi oldu. Yine en genç yaşta kazanan olarak. Ve 1996'da gerekli yaşa ulaşınca profesyonelliğe geçti. Kazandığı ve elbette iyi para ödülü de aldığı ilk turnuva "Las Vegas Invitational" oldu. Dünyanın 1 numaralı golfçüsü ilan edildiği 1997'de 6 ("Masters" dahil), 1998'de 3, 1999'da 11 (Ayrıca yılın sporcusu seçildi), 2000'de 12 (Bir kez daha yılın sporcusu ilan edildi), 2001'de 8 (üçüncü kez yılın sporcusu), 2002'de 7 (yine yılın sporcusu), 2003'te 5 (tekrar yılın sporcusu) turnuva kazandı. Ayrıca üst üste 5'inci kez "Yılın en iyi golfçüsü" seçilmiş oldu. 2004'te performansında ciddi düşüş oldu (Antrenörü Butch Herman'dan ayrılmasının çok önemli bir payı vardı): Sadece 2 turnuvadan başı dik ayrıldı. O yıl hayatını İsveçli manken Elin Nordegren'le birleştirmesinin bu gerilemede etkisi oldu mu; söylemiyor ya da bilinmiyor. Ancak olduysa bile çabuk toparlanmayı başardı; 2005'te 7 turnuvayı şampiyon bitirerek yeniden zirveye tırmandı. Bir yıl önce "Vuruşunu eskisi gibi yapamıyor", "Çabuk yaşlandı" gibi eleştirilerini neredeyse golfle ve Tiger Woods'la ilgili tüm haber ve yazılarında bol bol kullanan Amerikan spor medyası şimdi onu yine göklere çıkarmak için İngilizce'deki tüm sıfatları zorluyor. Dile kolay; geçen yıl hem 2004'te Fiji Adaları'ndan Vijay Singh'e kaptırdığı "Yılın bir numarası" unvanını geri aldı hem kariyerinin 10'uncu "Masters" kupasını evine götürdü hem de 10.6 milyon doların üstünde (Tam rakamı verelim: 10 milyon 628 bin 24 dolar) para ödülünü cebine koydu. Tabii sponsorluk ve reklam kazançları hariç. Onlarla birlikte 2005'i 89.4 milyon dolarlık gelirle kapattı! (Zaten yıllık geliri hiçbir zaman 80 milyon doların altına inmiyor.) Dahası 7 yılda 6'ncı kez "En iyi vuruş yüzdesi" tutturan golfçü ilan edildi. Daha dahası, "Golfü kitlelere sevdiren genç" olarak, bu sporun ölümsüzleri listesinde en başa adını yazdırdı. Ve spor basını 9 sütuna manşet attı: "Kaplan yeniden kükredi!" (Malum; "Tiger", kaplan demek.)
TIGER VARSA PARA DA VAR Golf kulüplerinden sponsorlara, golf tutkunlarından televizyon kanallarına kadar çok ama çok geniş bir kitlenin kalbi onun için çarpıyor. Hatta rakiplerinin bile. Çünkü Tiger varsa, golf var. O kadar ki, Tiger Woods'un katılmadığı ya da başarılı olamadığı turnuvalarının naklen yayınları "reyting" sıralamasında dibe vuruyor. Dahası insanlar ya televizyonlarını kapatıyor ya da "zapping" yapıyor. Ama Tiger varsa ve de başta götürüyorsa gelsin rekor izlenme oranları, gelsin reklamlar, gelsin paralar. İzleyici açısından da gelsin keyifli turnuvalar, dinlendirici saatler Özetle "Golfün Mozart'ı" diye nitelenen ve bu sporun en önemli 10 turnuvasında da adını altın harflerle yazdıran Tiger Woods'un başarısı milyonlarca kişiyi mutlu ediyor, başarısızlığı ise bir o kadar mutsuzlar kitlesi yaratıyor. Tiger golf kariyerinde ne kadar kazandı? Tam olarak kestiren yok. Zaten o da gözü paraya doymuşların rahatlığıyla "Benim için artık para ödülü o kadar da önemli değil. fak om.tr r eri değil. Çünkü ne kadar çok turnuvaya katılırsanız, o kadar çok para kazanabilirsiniz. Benim amacım herkesten çok kupa ve masters kazanmak" diyor. Ancak zenginin parasıyla çenelerini yoran züğürtler (Yani dünyanın en zenginleri ya da en çok kazananları listeleri düzenleyenler) bir noktada görüşbirliği içindeler: Tiger Woods golfü bıraktığında bir kenarda en az 1 milyar doları olacak! Zaten şimdiden dünyanın en zengin ve de en çok kazanan sporcusu ilan edilmesi de bunu göstermeye yeterli.
40 MİLYON DOLARLIK EV ALDI Bir gösterge daha var: Bu yıl başında 30'uncu yaşgünü için kendine bir armağan aldı. Florida'nın en pahalı yerleşim merkezlerinden Jupiter Island'da, deniz kıyısında bir malikane. Nakit 40 milyon dolar ödedi. Emlakçiler, "Bu bölgede bir ev için bugüne kadar böylesine yüksek bir fiyat ödenmemişti" dediler. Devamı var; Tiger Woods evi, daha doğrusu malikaneyi temelden yıktırıp zevkine göre yeni bir bina inşa ettirmeye karar verdi. Yani onca parayı sadece arsa için ödemiş oldu. Dedik ya; zenginin parası, züğürdün çenesi Tiger Woods'un amacı 40 yaşına kadar golf oynamak, böylece çocukluğunda odasının duvarlarını posterlerinin süslediği Jack Nicklaus'un 18 kez "Büyük Şilem" şampiyonluğu rekorunu kırmak. Bir not düşelim: Nicklaus ilk "Büyük Şilem" ini 22 yaşında, onuncusunu ise 32 yaşında kazanmıştı. Bu da Tiger'a o rekoru kırmak için kendi ifadesiyle yeterli zaman sağlıyor. Ah, unutmadan; "Büyük Şilem" şampiyonluğu, bir sezonda "Masters", "U. S. Open", "İngiltere Open" ve "PGA Şampiyonası" nı (Kuzey Amerika Profesyonel Golf Şampiyonası) kazanmak demek. Tiger Woods bu yıl da yükselişini sürdürebilir mi, daha doğrusu tahtını koruyabilir mi? Söz onda: "İnsanlar kendimi geliştirmeye devam edip etmeyeceğimi soruyor. Galiba şaka yapıyorlar. Sporda amaçlarınıza ulaştığınıza inanırsanız, bu, bırakma zamanınızın da geldiği anlamı taşır. 2006 için beni kamçılayan da bu gerçek zaten: Çünkü bugünkünden çok daha iyi olabileceğimi biliyorum." Gecenin bir hayli ileri saatinde bu portreyi tamamlamaya çalışırken, "Eurosport" kanalında Singapur'daki golf turnuvasının yayını başladı. Golfün önemli ve ödülü yüklü randevularından biri. Oyuncuların listesine baktım, Tiger Woods yok. İzlemeye değmez. Çünkü Tiger yoksa golfün de tadı yok
*** Herkes dünyanın en çok kazanan sporcusunun Michael Schumacher olduğunu sanıyor. Yanlış! Tiger Woods'un yıllık kazancı hiçbir zaman 80 milyon doların altına düşmüyor. Oysa Michael Schumacher 12 ayda "topu topu" veya "sadece" 60 milyon dolar civarında para kazanabiliyor!
Tiger Woods her şeyden para kazanıyor: Yediğinden, içtiğinden, giydiğinden... Golf malzemelerinin çantasından tutun sopalarına, toplarına, tişörtlerine, şapkalarına, hatta malzemecisinin sırtındaki giysilere kadar her şey onun için yılda 60-70 milyon dolar sporsorluk geliri demek!
|