Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) sağlık harcamalarında tasarruf sağlamaya yönelik Maliye Bakanlığı tebliğine karşı dava açması üzerine yürütmeyi durduran Danıştay 5'inci Dairesi, dün açıkladığı gerekçeli kararında, hükümetin sağlık politikasına ilişkin ağır eleştirilerde bulundu.
Ankara Ticaret Odası'ndan yapılan açıklamada Danıştay 5'inci Dairesi'nin gerekçeli kararına ilişkin bilgi verildi. Buna göre, kararda tebliğle uygulamaya konulan "vaka başına ödeme" modelinin, "bireyin ve toplumun sağlığını bozucu, sağlık hizmetlerindeki kalitenin gelişmesini engelleyici ve maliyeti artırıcı" etkisi olacağına vurgu yapıldı. Gerekçeli kararda, getirilen yeni modelin "çağdaş tanı ve tedavi araçlarından yararlanmayı engellediği" de ifade edildi.
Danıştay,
"hükümete ders" niteliği taşıyan kararında Anayasa'ya da atıfta bulunarak, devletin, ekonomik ve sosyal alandaki görevlerini yerine getirirken "yaşama hakkını ortadan kaldıran, tehlikeye düşüren ya da kısıtlayan kurallar getiremeyeceğine" dikkati çekti. "MALİYE BAKANLIĞI'NA AĞIR ELEŞTİRİ"
Danıştay, IMF'nin kamu harcamalarında tasarruf yapılmasını istemesi nedeniyle sağlık harcamalarını kısmaya dönük kararlar alan Maliye Bakanlığı'nın son birkaç yıldır izlediği politikaları da ağır bir dille eleştirdi. Mahkeme, son zamanlarda sağlık harcamalarında tasarrufa yönelik olarak istikrarlı biçimde sürdürülen uygulamaların Anayasa'nın 2'nci maddesinde yer alan "sosyal devlet ilkesi"nden giderek uzaklaşıldığının bir göstergesi olduğunu da özellikle vurguladı.
Kararda, Maliye Bakanlığı'nın "sağlık hizmetinin nitelikli bir biçimde sunulmasına değil tasarrufa öncelik verdiği" eleştirisi yapıldı. Bakanlığın sağlık hizmetleriyle ilgili düzenleyici nitelikteki işlemlerinin birçoğunun dava konusu olduğu hatırlatılarak, şöyle denildi:
"Davalı idarece, bu düzenlemelerin gerçekleştirilmesi sırasında yeterli ve gerekli inceleme ve araştırmaların yapılmaması ve ayrıca, düzenlenen hususlarla ilgili kurum ve kuruluşlarla eşgüdüm sağlanmaması nedeniyle, getirilen yeni düzenlemelerde de kısa aralıklarla değişiklik yapılması yoluna gidildiği gözlenmekte; ayrıca davalı idarenin, bu düzenlemeleri yaparken önceliği bir 'kamu hizmeti' olan sağlık hizmetinin 'nitelikli' bir biçimde sunulması koşullarının sağlanmasına değil, 'sağlık hizmetleriyle ilgili harcamalardan tasarruf edilmesini' sağlayıcı yöntemlerin uygulanmasına verdiği görülmektedir."
"MALİYE'NİN SAVUNMASI YETERSİZ"
Danıştay, davalı Maliye Bakanlığı'nın savunmasının ATO'nun tebliğe yönelik iddialarını karşılamaktan uzak olduğunu bildirdi. Gerekçeli kararda, Maliye Bakanlığı'nın, savunmasında, "hizmet başına ödeme" yerine "vaka başına ödeme" modeline geçiş nedenlerini net bir biçimde ortaya koyamadığı ve hangi ölçütleri esas aldığını açıklığa kavuşturamadığı belirtildi. Kararda, şu ifadelere yer verildi:
"İdarenin savunması incelendiğinde, getirilen düzenlemenin asıl nedeninin, sağlık harcamalarının denetimini ve böylece bu harcamalarda tasarrufu sağlamak olduğu, buna karşılık sağlık hizmetinin, tıp biliminin gerekli ve zorunlu kıldığı biçimde yerine getirilmesi amacının gözardı edildiği anlaşılmaktadır."
Danıştay Kararında, Maliye Bakanlığı'nın savunmasındaki çelişkilere de dikkat çekildi. Karara göre, Maliye Bakanlığı, savunmasında ödeme modellerini karşılaştırarak, "fatura bedelinin ödenmesi" modelini hizmet kalitesi açısından "çok iyi" ancak maliyet kontrolü bakımından "çok zayıf" olarak nitelerken, maliyet kontrolü açısından "iyi" dediği "vaka başına ödeme" modelinin hizmet kalitesi için "fena değil" ifadesini kullandı. Gerekçeli kararda, "insan yaşamının önemi" nedeniyle hizmet kalitesinin ön planda yer alması gerektiği hatırlatılarak, şöyle denildi:
"Sağlık hizmetinin çok iyi kalitede yerine getirildiği bir ödeme modelinden vazgeçilerek hizmet kalitesinin 'fena değil' biçiminde nitelendirildiği bir ödeme modeli uygulamaya konularak gerçekleştirilmesi, kamu hizmetinin en iyi biçimde yerine getirilmesi ilkesine uygun düşmemektedir."
ATO BAŞKANI AYGÜNÇ "CİNİ ŞİŞEYE YENİDEN SOKTUK"
ATO Başkanı Sinan Aygün, gerekçeli karara ilişkin değerlendirmesinde, IMF'nin isteğiyle insan sağlığından bile tasarruf etmeye yönelik cin girişimlerin, adaletin terazisinden geri döneceğini belirterek, "Cin'i şişeşe yeniden soktuk" dedi.
Kararın gerekçesinde Maliye Bakanlığı'nın ağır bir biçimde eleştirildiğini belirten Aygün, "Danıştay hükümete ve Maliye Bakanlığı'na anayasa ve tıbbi etik dersi verdi, insan yaşamının paradan önce geldiğini hatırlattı" dedi. Aygün, çok yasa çıkarmak ve çok düzenleme getirmenin marifet olmadığını belirterek, " Marifet, halk yararına adalet dağıtan yasa çıkarmaktır. Sistemleri kurcalayarak çok çalışıyor görünmek popülizmin ta kendisidir" dedi.