|
|
Teknolojide 'Mükemmellik Merkezi' Türkiye oldu bile!
Dünyanın teknoloji devlerinden biri küresel yüksek teknolojilerin üretildiği merkezini Türkiye'ye taşıyor. Sizce bundan daha güzel bir Türkiye tanıtımı olabilir mi? 10 milyar dolar cirolu Nortel'in pek çok ülkede Center of Excellency, yani Mükemmellik Merkezi adı verilen ve ileri teknoloji üretilen merkezleri vardı. Nortel bu merkezleri kapatıp tek bir merkezde toplamaya karar verdiğinde herkesin aklına Çin ya da Hindistan geldi. Oysa öyle olmadı. 1973'ten beri Türkiye'de Ar-Ge'sinde teknoloji üreten Nortel Netaş, başarılı çalışmalarıyla Nortel'in dikkatini çekmeyi başardı ve yeni nesil iletişim ağları için tüm dünyaya destek verecek bir yapıya büründü. Dün, Nortel Netaş Genel Müdürü Müjdat Altay ziyaretime geldi. Büyük sevinç yaşıyordu. 'Dünya için teknoloji geliştiriyoruz. Ar-Ge'mizde 400 mühendis vardı. Şimdi 300 genç, pırıl pırıl mühendis daha alıyoruz' dedi. Anlattıklarına bakılırsa, Nortel Netaş, Çin ve Hindistan'a göre çok daha pahalı çözümler üretiyor. Ancak tüm dünyada 30 bin kişinin çalıştığı Nortel, Türkiye'de gelecek görüyor ve teknoloji merkezi gibi sükseli bir departmanını Türkiye'ye taşıyor. Şu günlerde, Kuzey Amerika'dan Güney Amerika'ya, Asya'dan Avrupa'ya kadar tüm dünyadaki Nortel'in şirketlerine ve müşterilerine 3'üncü jenerasyon teknolojilerinin Türkiye'de tasarlandığına ilişkin iç yazışmalar geçiliyor. Müjdat Altay da, bir yandan genç mühendislere yaratıcılıklarını teknoloji alanında kullanma fırsatı vermenin, diğer yandan da Türkiye'yi bambaşka bir yönüyle dünyaya tanıtmanın keyfini yaşıyor. Nortel Netaş'ın telekom sektöründeki çözümleri şu anda zaten dünyanın belli başlı operatörleri tarafından kullanılıyor. Yani şirketin ihracatı son iki yılda 10 milyon dolardan 20 milyon dolara çıkmış. Her ne kadar Altay, yeni oluşumun ardından ihracatın ne olacağı sorusunu, 'halka açık' oldukları gerekçesiyle geçiştiriyor olsa da görünen o ki Nortel Netaş, ihracatı katlayacak. Baksanıza bütün dünya bir Türk şirketinin çözümlerine bakıyor artık. Yani bugün dünyaya teknoloji satar hale geldik. Oysa, Altay'dan dinlediğim bir anekdot, Türkiye'nin yakın geçmişindeki durumunun ne kadar içler acısı olduğunu da çok iyi anlatıyor. 1981 yılındayken Altay, Netaş'ta yazılım mühendisi olarak çalışıyormuş ve bütün mühendisler tek bir bilgisayarı paylaşıyormuş. 'Bazen benim sıram gelsin diye gece 23.00'e kadar beklediğim olurdu' diyen Altay, şimdi her mühendisin önünde bir bilgisayar olduğunu söylüyor.
|