Romantik bi şey çalın!
Hülya Avşar'ın, çalışılarak yaratılmış 'Türkiye'nin en güzel kadını' efsanesi ve o burnundan kıl aldırmayan tavırları, İbo Show'daki gelinlikli haline kurban gitti. Böyle fena bir final düşman başına....
Hülya Avşar etrafında oluşan durum giderek daha da tuhaflaşıyor, değil mi? O burnundan kıl aldırmayan tavırları falan, İbo Show'daki gelinlikli haline kurban oldu gitti 'Avşar kızı'nın. İbrahim Tatlıses'le bir nevi Ahu Tuğba-Meriç Erkan tadında birleşmebirleşememe, çiftleşmeçiftleşememe halleri... Tabii şimdi herkes merak ediyor: Bu muhteşem ikili çiftleşiyor mu? Kendi adıma ben de fena halde merak içindeyim ama çözemedim bu işi. Ne o? Tuhaf mı geldi birden? Gelmesin efendim. Merak yaratılıyor. Bir, "Şov yapıyoruz," diyorlar bir, "Bizim şova ihtiyacımız yok," diyorlar, merak talebi yaratılıyor. Biz de, "Çiftleşiyorlar mı?" diyerek soru arzında bulunuyoruz. Eğer televizyon iktisadı diye bir şey varsa, İbo Show'da yaratılan iktisadi faaliyetin özeti budur.
VANTUZ MİSALİ... Sonra, merakı artıran bir 'İbrahim Tatlıses öpüşü' durumu var bu alemde. Filmlerini izleyip de o öpüşe dikkat kesilmeyenler, hakikaten gözlem yeteneğinden mahrumdur bence. Önce, bıyıklarının altından bile alenen görünecek şekilde üst dudak ve alt dudak öne doğru -teşbihte hata aranmasın- vantuz misali uzanır, ondan sonra karşı cinsin soğurulması, elektrik süpürgelenmesi başlar. Eski dönem Hülya Avşar-İbrahim Tatlıses filmlerine dönüp bakın mesela; bugüne kadar fark etmemişseniz hakikaten değişik bir durum olduğunu anlayacaksınız. O öpüşlerden nasibini alan kadınları merak etmemek mümkün mü? Hepimiz insanız yani... Evet efendim, konumuza dönecek olursak, Hülya Hanım'ın İbo Show'daki gelinlikli hali, bu 'star'ımızın da son kullanma tarihinin dolduğuna delalettir. O, iyice kalınlaşmış bedenine fevkalade tezat gelinliği içinde sahnede salınma çabası içindeyken, İbo'nun davul zurna ekibine, "Lan romantik bi şey çal lan!" diye höykürmesi, yıllarca tenis oynanarak yaratılmış Hülya Avşar kültünün bir anda tuzla buz olması demektir. Böyle fena bir final düşman başına... Kaderin acı cilvesine bakın ki, Hülya Hanım hakkında, çalışılıp yaratılmış 'Türkiye'nin en güzel kadını' efsanesi çökerken, İbo Show sahnesine eski Başbakan Bülent Ecevit'in ölüm haberi ulaşıyordu. O anki 'gelinlik içinde Hülya Avşar suratı', tüm hafızalarda yer etmiş olmalı. Ve ardından, olabilecek en absürd sahne başladı. Hülya Hanım, ne yapacağını tam kestiremez biçimde o tuhaf surat ifadesiyle sahnede dolandı, sonunda, "Ben üstümü değiştiriyorum," diye kulise yollandı, bu arada İbrahim Tatlıses de Tanrı'yla konuşmaya başladı: "Senin alışverişine kimse karışamaz Allah'ım... Sen bizi beleş verdin, beleş alıyorsun... Her şey sana helal olsun... İyi ki bizi yarattın. Allah senden razı olsun!.."
TANRI'YLA DİYALOG N'oluyoruz öyle bir anda?! Kişilik yarılması yaşıyor insan ekran karşısında. Allah'a, "Allah senden razı olsun!" diyen, her şeyi helal eden bir adam, gelinliklerle kulise doğru koşturan bir kadın... Zurnacıya, "Romantik bir şey çal lan!" derken, birden gerçek hayata dönünce balatalar yanıyor tabii. En azından izleyenlerin balataları yanıyor. İbo açısından durum daha normal olabilir, çünkü o böyle şeylere alışık. Geçenlerde bir de benzer Cumhuriyet Bayramı mesajı vardı mesela, programında ilettiği, "Buradan yalvarıyorum, Allah'ım lütfen Mustafa Kemal Atatürk'ün mekanını cennet eyle," falan demişti... Ünlülerin Tanrı'yla diyaloglarına yabancı değiliz aslında. Ajda Pekkan'dan Bülent Ersoy'a kadar pek çok 'diva'mızın tuhaf teolojik açılımlarına da tanık olmuşluğumuz vardır. Hülya Avşar geri kalır mı? Kalmaz. "Hıristiyanlık tıpkı bizim dinimizde olduğu gibi dört semavi dini ve bu dinlerin kitaplarıyla peygamberlerini kabul eder," buyurmuş mesela. Bir kere şu 'semavi din' meselesi, üç din olacak. Hıristiyanlık, tabii ki, İslam'dan evveline denk düştüğü için, öyle Kuran'dı, Hz. Muhammed'di kabul etmez. Ama Hülya Hanım konuşmakta beis görmez. Freni yoktur. Geriye dönüp, "Ben ne laf ettim yahu?!" diye düşünmez bile. O ihtirasların kadınıdır, hep ileriye bakar...
BALATALAR YANMIŞ Peki İbo Show'a malzeme sağlayan Hülya Avşar için, 'aslına rücu ediyor' denebilir mi? Kesinlikle denebilir. En ufak fikrinin olmadığı konularda koca koca laflar ederken, tahminim, bir fren düzeneği olarak Kaya Çilingiroğlu epey işe yarıyordu. Yani, onun zaman içinde bir nevi 'Saçmalama Hülya!' ikaz sistemi geliştirdiğini düşünüyorum. Ayrılmaları, başka bir balata yanmasına yol açmış. Yokuş aşağı giderken freni patlayan bir kamyon halini aldı Hülya Avşar. Bizzat duymadım ama Hokkabaz filminin galasından çıkışta, mikrofonlara, Mahzar Alanson'u kastederek, "Mazhar-Fuat-Özkan çok başarılı," diye demeç verdiği söyleniyor. Müthiş bomba!.. Hani Hülya Hanım siyasete göz kırpıyor ya, keşke atılsa siyasi ortamlara, ne keyif yaşarız, değil mi?! Tansu Çiller gittikten sonra pek bir çoraklaşmış olan siyaset dünyamız renklenir, ışıltı gelir. Zaten İbrahim Tatlıses de siyasete atılacağını söylüyor. Mis gibi olur. Nasılsa hiçbir siyasi partinin farklı bir programı yok, her gelen IMF reçetesini uyguluyor, onların neyi eksik, onlar da uygular o reçeteleri. En azından güleriz, eğleniriz. İbo Show hiç bitmez...
Sami TOSUN
|