|
|
|
|
Hayatı depremler kadar bilinmezlerle dolu
Deprem korkusuyla yatıp kalktığımız şu günlerde, sismoloji ölçeğini baştan aşağı değiştiren ünlü bilim adamı Charles Richter'in sıradışı hayatına göz attık... Araştırmacılara göre Richter, asi bir âşık ve ateşli bir nudistti.
1933 yılının mart ayında saat 17.54'te hava sıcaklığı normallerin üzerinde hissediliyordu. O sıralarda Charles Richter Kaliforniya'daki Sismoloji Laboratuvarı'nda çalışmalarını sürdürüyordu. 32 yaşındaydı ve bir araştırma asistanı olarak henüz sismolojinin hayatının çalışması olup olmayacağına karar vermemişti. İşte o sıcak dakikalarda birden bire sarsıntı hissetmeye başladı. Bir yandan arkadaşlarına bağırırken diğer yandan sismograf kaleminin başına gidiyordu. Depremin merkezinin birkaç kilometre uzaklıkta Long Beach civarlarında olduğunu buldular. Ama deprem Long Beach'i vurmuştu. Binalar yıkıldı, yangınlar çıktı... Sonuçta 115 kişi hayatını kaybetmişti. Richter için bu deprem bir dönüm noktası oldu. İnsanların bu doğal felaketle nasıl panik haline büründüklerini, özellikle çocukların ne kadar büyük bir tehlike altında olduklarını gördü. Bundan sonra yaptığı çalışmaların sonucunda; yani iki yıl sonra ortaya koyduğu Richter ölçeğiyle tüm zamanların en çok tanınan sismologu oldu. Ama tüm bunların yanı sıra o kendi kafasının dikine giden bir yalnızdı. Bir nudistti (her ortamda çıplak bulunmayı savunan kişi).
'GÜZEL ANIM YOK' Charles Richter'in çocukluğu da sarsıntılarla geçmişti. Annesiyle babası birbirleriyle iki kez evlenip boşanmıştı. Çocukluğundaki en etkili anılarından biri 1906 San Francisco depremi oldu. İlk bakışta normal bir çocuktu; dağlara tırmanır, pul toplar, bilimkurgu okurdu... Okul notları Stanford Üniversitesi'ne girecek kadar iyiydi. Ama sinir sistemi çökmeye yakındı. Kimya laboratuvarında aşırı çalışırdı. Psikolojik rahatsızlıkları sebebiyle yüksek lisans eğitimi alırken, bir yıl kadar özel bir sanatoryumda kaldı. 1967'de yazdığı bir notta çocukluk yılları için "Hatırlamaktan hoşlandığım veya tekrar yaşamak istediğim bir anım yok," yorumu yapmıştır. Bu sanatoryumda sağlığına kavuşan Richter, 26 yaşında Sismoloji Laboratuarı'nda çalışmaya başladı. Richter burada çalışmaya başlandığında henüz kimse depremin nasıl ölçüleceğini bilmiyordu. Bu sorun çözülmeliydi. Ama genç bilim adamının özel hayatında da bazı sorunlar vardı. Örneğin 27 yaşındayken bir şiirinde yazdığı üzere hala bakirdi. Ertesi yıl bir arkadaşının tanıştırdığı Lillian Brand adlı kadınla evlendi. (Freudyen yorum yapmak isteyenler için annesinin adının da Lillian olduğunu belirtmekte fayda var.) 1936'da taşındıkları ev küçük ama tavana kadar uzanan pencereleri olan modern bir yapıydı. Pencerelerinin büyüklüğü yan komşularının onların hayatlarının içinde olmasına olanak veriyordu. Böylece Richter'lerin nudist olduğu duyuldu. 1930'lu yıllarda Amerika'da nudizm bilinse de bu, çiftlerin tercih ettiği bir yaşam tarzı değildi. Richter nudist arkadaşlarıyla bir araya geldiği bir grubu anımsatarak şöyle demişti: "Hiç çok yakın arkadaşlarımız olmamıştı... Glassey grubuna katılana kadar." Richter'lerin bir nudist grubun öncüleri olmalarının yanı sıra iddialara göre birbirleriyle de alışılmışın dışında bir ilişkileri vardı. Richter'in hikayelerinde ve mektuplarında da yer alan ipuçları, Lillian'ın lezbiyen olduğu ve kocasının feminen karakterini çekici bulduğunu gösteriyor. Lillian, yakın arkadaşı Marguerite Barsot ile sık sık seyahate çıkıyordu. Bir seyahat sırasında tuttuğu günlükte erkeklerden hoşlanmadığını yazmıştı. Sebebini açıklamasalar da Richter'lerin hiç çocuğu da olmadı.
KARDEŞİNE ÂŞIKTI Richter 1949 yılında bir psikiyatriste yazdığı mektupta şu cümleleri kurmuştu: "Lillian'la ondan hoşlandığım için değil, bir kadına ihtiyacım olduğu için evlendim. Onu gerçekten hiç sevmedim. 10 yıl sonra aslında benden hoşlanmayan Margaret'e âşık oldum." Richter'in biyografisini yazan yazara göre Richter burada, kız kardeşi Margaret Rose'dan bahsediyor. Charles ve Lillian Richter'in gelgitlerine rağmen çift, 1972'de Lillian ölene kadar evli kaldı. Ünlü bilim adamı emekli olduktan sonra kendini daha da göz önüne çıkardı. Pek çok televizyon programına katıldı, konuşmalar yaptı. 1985'te ölmesine karşın ismi uzun süre yaşayacak gibi duruyor. Ancak belki bundan sonra Richter kelimesi size sadece depremi değil; farklı bir hayat hikayesini de anımsatır...
|
|
|
|
|
|
|
|
|