IMF'nin iki yıl önce emekli maaşları ve tarımsal gelirlerden vergi alınması talebini, mayıs ve haziran aylarında yapılan görüşmelerde tekrar gündeme getirdiği, yayımlanan uzman raporunda anlatıldı.
Türkiye'ye mayıs ve haziran aylarında gelen IMF teknik heyetinin görüşmelerde emeklilerden ve çiftçilerden gelir vergisi alınmasını istediği anlaşıldı. IMF'nin cuma günü internet sitesine koyduğu 3. ve 4. Gözden Geçirmelere İlişkin Uzman Raporu'nda Gelir Vergisi reformunun ikinci aşamasının önemine dikkat çekildi ve vergi tabanının genişlemesini sağlaması bakımından bir an önce yasalaşması gerektiği ifade edildi. Türk yetkililerle reform üzerine yapılan görüşmelere yer verilen raporda, IMF'nin emekli maaşları ve tarım gelirlerinin vergilendirilmesini istediği kaydedildi. Bu yolla vergi tabanının basitçe ve daha geniş kurulacabileceği, IMF'nin görüştüğü ekonomi yetkililerine aktarıldı. Raporda, emekli maaşları ve tarım gelirlerinden vergi almanın siyasi bakımdan kolay olmadığının IMF uzmanları tarafından kabul edildiği yazıldı. IMF, emekliler ve çiftçilerden gelir vergisi alınmasını hükümetin iktidara gelmesinden sonra yapılan görüşmelerde de istemişti. Ancak, 2004 yılında IMF'nin bu talebinin kamuoyuna yansımasıyla birlikte gelen tepkiler üzerine bu öneri rafa kaldırılmıştı. Bu dönemde Devlet Bakanı Ali Babacan, yaptığı açıklamalarda "Bunu asla kabul etmeyiz" demişti. Böylelikle Türkiye'ye gelen IMF heyetlerinin görüşmelerinde söz konusu kesimlerden gelir vergisi alınması isteklerini gündemtuttukları ortaya çıktı. Petrolden
ÖTV zayıf Ocak-haziran dönemine ait bütçe gelirlerinin değerlendirildiği raporda, gelir vergisinde beklenenin üstünde performans sergilendiği ifade edildi. Ancak iyi performansın kayıtlı ekonomide istihdam artışı ve beklenenin üstünde asgari ücret zammından kaynaklandığı belirtildi. Başarının ücretlilerin maaşlarından yapılan gelir vergisi kesintisinden kaynaklandığı mesajı IMF tarafından verilmiş oldu. Kurumlar Vergisi'nde oranların düşürülmesi nedeniyle yılın ilk çeyreğinde vergilendirilebilir faaliyetlerin düşük oranların yürürlüğe gireceği tarihe ertelendiği, ikinci çeyrekte de bir düzelme gözlenmediği anlatıldı. KDV gelirlerinin ekonomideki canlılık ve YTL'nin değer kaybına paralel olarak patlama yaptığının anlatıldığı raporda, ÖTV gelirlerinin hedeflendiği gibi gerçekleşti ama petrol ürünlerinden alınan verginin zayıf kaldığı ifade edildi. Harcamaların değerlendirildiği bölümde yaz aylarında gündeme gelen sağlık harcamalarındaki artış ve sosyal güvenlik kurumlarına yapılan transferlerin yüksekliğine değinildi. Gayri safi milli hasılanın binde 6'sına denk düşecek şekilde alınan harcama tedbirleri ve bundan önce alınan binde 2'lik tedbirler de dikkate alındığında yıl sonunda yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla hedefinin binde 25 oranında aşılarak yüzde 6.75'i bulacağı öngörüsünün menun verici olduğu görüşüne raporda yer verildi.