Dün BDDK Başkanı Teyfik Bilgin'in yanlış anlamalara yol açabilecek görüşlerini toparlayıp elimizden geldiğince düzeltmeğe çalışmıştık. Az önce o toplantıda hazır bulunan Okan Müderrisoğlu aradı. Tevfik Bilgin'in EMD üyeleri ile yaptığı toplantıda Halk Bankası kredileri ile ilgili olarak "Geri dönme oranı sıfıra yakın değil geri dönmeme oranı sıfıra yakın ''dediğini söyledi. Alıntıyıyaptığımyer8KasımtarihliHürriyetGazetesi'nininternetsayfası.Haberdegeridönmemedeğilgeridönmeolarakgeçmiş. Bankacılık ile ilgili konuşmalarda haberlerde daha fazla dikkat daha fazla özen gerektiriyor. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Kendileri geçtiğimiz Perşembe günü de Merkez Bankası ve faizlerle ilgili konuşmuş. Sabah'taki haberden aynen alıntılıyorum. "Silahınmenzili,yanifaizartırımınınboyutuvekullanılanmermininöldürücülüğüyanifaizartırımınınkalıcılığıveyayukarıyönelentrendisistemiçinenönemlirisk''. Merkez Bankası bir süre daha faizleri azaltmayacağını açıkladı ya bu politika tepkisinin nedenlerini tartışmak yerine üstad doğrudan sonuca gidiyor. Piyasalara tehlikeli olarak algılanabilecek bir sinyal daha gönderiyor. Merkez Bankasını yola getirmek için mevcut durumda var olmayan bir riski boş yere konuşuyor. İnsanlar kazara bir inanırsa önce Merkez Bankası faiz mi indirir yoksa piyasalar mı coşar?
Faizsilahınınişlevi Şimdi dikkatle okunup ezberlenmesi gereken bölüme geçelim. TürkiyeCumhuriyetMerkezBankası'nıntemelamacıfiyatistikrarınısağlamakvesürdürmektir.Bunundayolufaizlerdengeçer. TCMB şeffaflıkta uluslararası standartları yakalamış belki de tek kamu kuruluşudur. İzleyeceği para politikasının önceden bilinmesini alacağı kararların şartlar değiştiği takdirde ne yönde olacağının kamu oyu tarafından kestirilebilmesini ister. Sürprizlerdende, sürpriz yapmaktanda kaçınmaya çalışır. Bunun en önemli nedeni finansal istikrarın fiyat istikrarının mutlak koşulu olduğunu çok iyi okumasıdır. Cari açıktan kaygı duyan bir Merkez Bankası kredi genişlemesini likiditeyi daraltarak kontrol etmeyi,iç talep kaynaklı fiyat artışlarını ise faizleri yukarı çekerek dizginlemeyi arzulayabilir. Fiyat istikrarı temel amaçsa faiz artışını piyasalar her zaman hesaba katmalı der. MerkezBankası'nıntemelpolitikalarında5seneöncedebilinmiyenbirşeyyokturbugündeyok. Soru ''faizartışıBankalaraçısındannezamansistemikriskteşkileder ?'' olmalı. Bankaların borçlarının vadesi kısa alacaklarının vadesi uzunsa bankalar faiz artışı nedeni ile ciddi zarar edebilirler. Bunabankacılıkterminolojisindevadeuyuşmazlığınınyolaçtığısermayeerozyonudenir. Vade uyuşmazlığı dünyanın her yerinde Düzenleme ve Denetleme otoriteleri tarafından yakından izlenir. Vade farkı tehlikeli hale gelmiş bankalar uyarılır. Karşılıkları, likidite pozisyonları yeniden düzenlenir,sermayelerini güçlendirmeleri istenir.
Vadeuyuşmazlığı Türkiye'de vade uyuşmazlığı bu günün sorunu değildir. Faizler aşağı giderken sistem tatlı kârlar yazdığı için BDDK sesini çıkartamaz ama faizler dönünce Merkez Bankası'nı finansal istikrarın sorumlusu gösterme çabasına girerse yanlış yapar. İnandırıcılığını yitirir. Onca senenin emeğini heba eder. Sorun sadece borç alacak vadelerinde zaman farkının açılması olsa yine iyi. Bir de Tüketiciyi Koruma Kanunu gereğince tüketici, otomobil, konut kredilerinde vade sona erene kadar faizleri sabit tutma konusu var. Ortalama vadesi 1 ila 3 ay arasında yoğunlaşan mevduatın faizi artacak ancak bu kredilerin faizi en az 1 yıl boyunca aynı kalacak. Zarar edersin ettiğin zararı da sermayeden yersin. Sermayeyide bitirdimi dükkanı kapatır, çalışanları tatile gönderirsin. Bu Kanun görüşülürken BDDK Başbakanlığa nasıl bir çözüm bildirdi doğrusu çok merak ediyorum. Bankacılıksisteminintoplamolarakbelkibirazazalsabilekârlılığınısürdürdüğü2006yılındafaizlerinyüksekseyretmesiilesistemikriskarasındahangiamaçlanasılbirilişkikuruluyoronudaöğrenmekisterim. Benim bildiğim Tevfik Bilgin bu yazıya mutlaka bir açıklama gönderir. Zahmet olmazsa değerli açıklamasına 2003 yılının başından bu güne aylık bazda bankaların bilanço aktif, pasifleri arasındaki vade farkının nasıl geliştiğini ekleyebilir mi? Ben de Merkez'in kotasyon faizlerini excelkullanmasını bilen bir arkadaşa bu grafiğin üstüne çizdirir yeni bir yazı konusu yaparım. Böylece beni de grafik kullanan, ekonomiden anlayan köşe yazarı sınıfına sokarlar. İstanbul'a gittiğimde karşılaştığım genç bankacı arkadaşların "kamyonculokantalarınıyaz,denizleriyaz,mevsimindebalıklarıyaz" baskısı da bu şekilde sona erer. Hep birlikte huzura kavuşuruz.