Kapıda ağlamaya başladı
Antalya'da liseli 5 genç sokaklarda yaşayan bir adamı ölesiye dövmüş. Sebep? Evsiz, gençlere küfür etmiş. Onlar da 43 yaşındaki Ünal Topel'in kırılmadık yerini bırakmamışlar. Üstelik başına da sert bir cisimle vurmuşlar. 5 kişi bir kişiye karşı. "Ama onlar çocuk" diyeniniz çıkabilir. Yaşları 15 ile 17 arasında. Görünüş çocuk. Ya düşünce? Ünal Topel bir gün sonra ölmüş. Çünkü 5 liseli sokaklarda yaşayan bu adamı hem öldüresiye dövmüş hem de öylece bırakıp gitmişler. Haydarpaşa Lisesi'ndeki öğrenci terörünü hatırlatmama gerek var mı? Öğretmenini itip kakan, onu sınıfın ortasında adeta soytarıya çeviren yine çocuklar değil mi? Üstelik yaptıklarını bir de internette sergiliyorlar. Herkes görsün. Şiddeti herkes hissetsin diye... Bir adam nasıl aşağılanır, nasıl ezilir, nasıl işkenceye uğrar. Lise 2. sınıftaydık. Genç bir öğretmenimiz vardı. Sakin, sessiz, yumuşak mizaçlı. Çok kızıp bağırdığında bile bütün sınıf gülerdik. Nasıl şımarıktık, nasıl kendini bilmezdik anlatamam. Bir gün genç öğretmenimiz derse geç kaldı. Biz de sınıfın kapısını kilitledik. 10 dakika sonra koşa koşa kapıya gelen öğretmenimiz uzunca bir süre onu içeri almamız için bizi ikna etmeye çalıştı. Önce tehditler savurdu, ardından yalvarmaya başladı. O yalvardıkça biz gülüyorduk. En sonunda ağlamaya başladı. "Lütfen beni alın, müdür görecek" diyordu. Bugün yazarken bile utanıyorum. Bir an geldi ki bütün sınıf birbirimize baktık. Biz ne yapıyoruz? Sessizce kapıyı açtık. Öğretmenimiz masasına ilerlerken, hepimiz sıralara oturduk. O günden sonra dersinde hiç ses çıkarmadık. Çıkarana da müdahale ettik. Şiddet hepimizin içinde var. O gün olayların çığırından çıkmasını engelleyen ne olmuştu? Bizi Haydarpaşa Lisesi'ndeki çocuklardan farklı kılan neydi? Tek yanıtım var. Vicdan. Çocuklar acımasızdır. Arkadaşının eksiğini hemen yüzüne söyleyiverir. Ama ya o ince çizgi... Acımasızlıkla vicdansızlık arasındaki ince çizgi. Vicdansız insanlardan korkarım Onlardan çok var. Peki ya çocuklar? Vicdanlarını ne zaman kaybettiler? O sese kulak vermeyi hiç mi öğretmedik!
|