|
|
|
Kırmızı Kitap'ta irtica
Erdoğan'ın "İrticanın tanımını yapalım" önerisi üzerine gözler gizli anayasaya çevrildi.
"Kırmızı Kitap" olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde "irtica" şöyle tanımlanıyor: "Devletin demokratik, laik, sosyal, hukuki, siyasi ve iktisadi yapısını ortadan kaldırıp, dini esasa dayalı bir devlet kurma faaliyeti." Diyanet ise irticayı "Yeniliklere değer vermeyip, eski düzeni getirmeye çalışmak" diye tanımlıyor.
Eskiye dönme isteği mi radikallik mi?
İç Güvenlik Strateji Belgesi, "dini esaslara dayalı devlet kurma amacı" diye nitelediği irticai faaliyetleri "tehdit" olarak tanımlarken, Diyanet ve AKP "Eskiyi özlemek, eski düzeni getirmeye çalışmak" diyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "irtica" için ortak tanım yapılması önerisi, Ankara'da gündem yarattı. İrtica tanımı, Bakanlar Kurulu'nun 2001 yılında onayladığı Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne ve Başbakanlığın 24 Ekim 2001 tarihli emrine göre hazırlanan 'İç Güvenlik Strateji Belgesi'nin 'tanımlar' bölümünde, "iç ve dış tehdit" gibi kavramlar arasında, 'irticai faaliyetler'in tanımında şu ifade yer alıyor: "İrticai Faaliyetler; Devletin Anayasada belirlenen demokratik, laik, sosyal, hukuki, siyasi ve iktisadi yapısını ortadan kaldırarak dini esas ve prensiplere dayanan bir devlet kurma amacını güden faaliyetlerdir."
RADİKAL
İNSAN TİPİ "İrticai Faaliyetler ve Din İstismarı ile Mücadele" başlığı altındaki bölümünde de, din olgusunun farklı şekillerde yorumlanmasının değişik dini anlayış ve yaşantıları beraberinde getirdiği ve Ortadoğu merkezli radikal dini anlayışların etkili olduğu belirtiliyor. "Radikal çizgide sürdürülen faaliyetler sonucu; bireysel dini duyarlılığı ağır basan insan tipi yerine siyasal manadaki dini anlayışları ön plana çıkaran insan tipinin ortaya çıkmaya başladığı"ndan söz edilen İç Güvenlik Strateji Belgesi'nde, radikal dini kesimlerden bir kısmının 1990'dan itibaren şiddete yöneldikleri kaydediliyor. Belgede, Anayasa ve yasaların bütün vatandaşların din ve dince kutsal sayılan değerlerinin Anayasa başta olmak üzere yasalarla güvence altına alındığının altı çiziliyor. İrticai faaliyet gösteren örgütler olarak Hizbullah, Selam-Tevhid, İBDA/C, İslami Hareket Örgütü, Hilafet Devleti-ICCB, Müslüman Gençlik gibi oluşumlar sayılırken, "Dini şahsi ve siyasi emellerine alet eden kesimler" bölümünde "Bazı siyasi partiler başta olmak üzere, çeşitli grup ve şahıslar, bu grupta değerlendirilmektedir." deniyor. Yargıtay ise "Laiklik karşıtı olan yasadışı örgüt kurma ve bu örgütün üyesi olma yolundaki eylemler" olarak çerçeve çiziyor.
KÖKÜ 'RÜCU', 'TERAKKİ'YE ZIT Diyanet İşleri Başkanlığı ise, irticanın tanımının ne olduğu yönünde çalışma yapan Sağlık - İş Sendikası'nın, Bilgi Edinme Yasası çerçevesindeki 'İrtica nedir?' sorusuna şu yanıtı veriyor: "İrtica klasik kaynaklarda tanım ve izahı yapılmış bir terim değildir. Arapça kökenli bir kelime olup 'geriye dönmek' anlamına gelen 'Rucü' mastarından türetilmiştir. Türkçe'de eş anlamlı olarak 'gericilik' tabiri ile birlikte kullanılmaktadır. Terakkinin zıddı olan irtica kelimesi, Türkçe'mizde, toplumda yeniliklere değer vermeyip, her yönüyle eskiyi özlemek veya eski düzeni getirmeye çalışmak anlamını ifade eder." Aynı sorunun yöneltildiği Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Milli Güvenlik Kurulu, Yargıtay, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı gibi kurumlar ise, bu sorunun Bilgi Edinme Kanunu kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve bu nedenle cevaplandırılamayacağını bildirmişti.
AKP'Lİ ERGİN'E GÖRE: GERİCİLİK AKP'nin TBMM Grup Başkanvekili Sadullah Ergin de irticayı tanımlarken, Türk Dil Kurumu'nun yaptığı tanıma dayanıyor. Ergin, 26 Mart'ta Meclis'te parlamento muhabirleri ile sohbet toplantısı düzenledi. Ergin, bu sohbette, "Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde irtica, baş tehdit olarak yer alıyor. Size göre de irtica hala birinci tehdit mi?" sorusunu yanıtlarken, Türk Dil Kurumu'nun 'irtica' kelimesini, "Gericilik, yeniliklere karşı çıkma, değişimin karşısında durma, eskiye dönme çalışmaları" olarak tanımladığını kaydetti.
|