Şebnem'in dil belası
Şebnem Schaeffer yine yapacağını yaptı ve 'erkek' geçinen eski sevgililerini 'biseksüel' ilan ederek, magazin dünyasında bomba etkisi yarattı.
Kurtların elinde bir bakire
Fazlasıyla 'erkek' magazin çapkınlarımız, Şebnem Schaeffer'in 'Onlar biseksüel' açıklamasına hazırlıksız yakalandı. Kimsenin akıl edemediği bu müthiş hareketi, bekaret rekoruna koşan gencecik bir manken keşfetti.
Farkında mısınız, her yeni hafta, magazin aleminde olan biten rezaletler, bir önceki haftada yaşanan rezaletleri aşıyor. Bir zamanlar, "Bundan daha acayibi olamaz," dediğimiz vakalar, ardından gelenlerin yanında devede kulak kalıyor. Yani bizim magazin âlemimizin hali, bir zamanların sırıkla atlamada ünlü sporcusu Sergei Bubka'nın atletizm hayatına benziyor. Adam bir dünya rekoru kırdıktan sonra, "Artık bunu da geçemez," diyorduk, ama o daha da yükseğe zıplıyordu. "E yuh artık," diyorduk. "Daha nereye kadar zıplayacak?" Pat, bir rekor daha. Evet, Sergei Bubka 6 metre 15 santime gelene kadar böyle zıplaya zıplaya tam 35 dünya rekoru kırdı. Bizim magazin âlemimizde ise belki santimlerle ölçülemeyecek ama raporlarla bal gibi ölçülebilecek bir rekor denemesi yaşanıyor. Şebnem Schaeffer, her biri diğerinden kurt' çapkınlarla arkadaşlık edip, her seferinde aslanlar gibi bekaret raporlarıyla karşımıza çıkıyor. Yani, günümüz rekor dünyasına baktığımızda göze çarpan iki bayan var denebilir: Sırıkla atlamada 20 rekor kırıp 5 metre sınırını aşan ilk kadın atlet Yelena Isinbayeva bir, sürüyle milli çapkının elinden kurtulup engel atlama rekoruna koşan 'kız' manken Şebnem Schaeffer iki (Şimdi diyeceksiniz ki, "Ne kültürlü bir adam, sırıkla atlama dünyasını bile takip ediyor." Haksız övgülerinize mahzar olmamak için, spor dalları içinde sadece sırıkla atlamayı takip ettiğimi belirtmeliyim.)
EN 'ERKEK' KİM TARTIŞMASI Ama Şebnem Schaeffer'in yaptığı son hareket, bütün bu 'rekor' faslının da ötesinde, müthiş şık bir hareketti. Eski sevgilileri Şenol İpek ve Özcan Deniz'i alenen 'biseksüel' ilân ederek, saatli bombayı magazin âleminin ortasına bırakıverdi. Halbuki bu iki arkadaş, ne güzel erkek erkek ortada dolaşıyorlardı. Şenol İpek, "Ben ona şöyle para yedirdim, böyle kredi kartı patlattım," açıklamalarının ardından, "Ne bakiresi? Ben sağlıklı bir erkek değil miyim yani?" diye canlı yayınları dolaşmış, Özcan Deniz ise, üstelik konser sahnesinde, "Arada bir bana uğrar, evimde duş alır. Bornozunu bende unutmuş," gibi acayip 'erkek' bir açıklama yapmış, bir de gevrek gevrek gülmüştü. 'Erkeklik' onlar için çok önemli ya, zira dillerine vurmuş ya, Schaeffer, "Arkadaşlar biseksüel," diye cümle âleme ifşaatta bulununca şoka girdiler, olayın sıcaklığında inzivaya çekildiler. Şimdi gelsin Özcan Deniz'in 'image maker'ları da, pirincin taşını ayıklasınlar. Öyle kaşları alıp ortalığa salmakla olmuyor bu işler. Aslına bakarsanız, bu pirinçteki taşları ayıklamak hayli zor. Magazin âlemi bile yaşananlar karşısında şoka girdi, yılların paparazzileri ne yorum yapacaklarını şaşırdı. Müthiş hareketti vesselam.
BOZULMAYAN BEKARET Tabii bu manzaranın ortasında, hani acısanız mı, gülseniz mi, bir de gurbetçi iş adamı İlhan Doğan var. Yaklaşık altı ay kadar önce Schaeffer, Almanca bekaret raporu olduğu öne sürülen A4 kâğıtlarını, kameralara doğru şıftırtmıştı. Şimdi muhtemelen o 'rapor'un fotokopilerini çerçeveciye vermiş, neticeyi bekliyordur. İlhan Doğan'ın, ilk şokun etkisiyle, "Eh, artık bundan sonra bekâret raporu gösteremez," gibi tehlikeli laflar etmesi de ayrı konu tabii. Farkında değil, Schaeffer'den her an yeni açıklamalar gelebilir. Bana kalırsa, bundan sonra sadece bahis konusu arkadaşlar değil, magazin âleminde boy gösteren çapkın delikanlıların tümü dikkatli olmalı. Muhtemelen yeni bir akım başlayacak. "Falancayla takıldım," açıklamaları, genç hanımların, "Delikanlı biraz değişik," hamlesiyle karşılaşacak. Çünkü hareket çok güçlü, gençliği etkilemesi kaçınılmaz Son olarak Schaeffer'in bekâret ısrarı hakkında da iki laf etmek lazım. Bu 'çişimi ediyom, çişimi ediyom, popom kuru kalıyor' tavrını anlamak mümkün değil. Havuzda genç beylerle ön görüşme yaparken bile yanından ayrılmayan validesi mi veriyor bu akılları bilinmez ama, böyle abartılı hareketlere hiç gerek yok. Bizden önce Avrupa Birliği'ne girmişsiniz, bir Prusya kültürü almışsınız, hatta genetik bakımdan Avrupa'yla bütünleşmişsiniz, nedir bu ısrar, bu celâl!
SAMİ TOSUN
|