Ben davulcumu istiyorum!
Ramazan davulcularının sahur saatlerinde duyulan manileri ve davul sesi, gürültüden rahatsız olanların baskılarıyla yasaklanma aşamasına geldi. Bir gelenek daha yok olma tehlikesinde
Yine çok önemli bir gündem maddesiyle karşı karşıyayız. Türkiye'nin kaderini etkileyecek bir konu:
"Ne olacak bu Ramazan davulcularının yaptığı gürültü?" Türkiye bittabi herkesin kurallara harfiyen uyduğu bir ülkedir. Sokaklar bal dök yala temizliğindedir, trafik saat gibi işler, altyapı muhteşemdir, inşaatlar birer mimari harikadır ve hepsi en ince detayına kadar izinli ve ruhsatlıdır, kimse yerlere tükürmez, çiçek koparmaz, gürültü yapmaz! Tek derdimiz, yılda bir ay Ramazan davulcusunun sokaktan gelen davul sesidir! O yüzden bu kusursuz ülkede Ramazan davulcularının yasaklanması konuşulmaktadır.
Kardeşim, zaten üç beş tane eğlenceli geleneğimiz kalmış. Onlara da ilişmeyin yahu. Ramazan birçoğumuz için dini bir ay olmanın yanında eğlenceli iftar yemekleri, ne bileyim güllaç, pide, kanto, Karagöz Hacivat demektir.
Bazıları din ve geleneklerin tüm neşeli taraflarını ayıklayıp ortamı Suudi Arabistan'ın karanlık modeline yaklaştırmaya çalışsa da, ben itiraz ediyorum. Ramazan davulcuları gürültü yaptıkları gerekçesiyle eleştiriliyorlar. Gürültü ha?
Siz benim sokağımdaki, yan dairemdeki, üst katımdaki, gün, saat, desibel tanımayan inşaat gürültülerini kurala bağlayabiliyor musunuz? Ramazan davulcusunun uzaktan gelen ve taş çatlasa beş dakika süren gümbede gümlerinin başımın üstünde yeri var! Amerika Birleşik Devletleri, tarihi kısa, milleti aynı geçmiş, din ve ırktan gelmeyen bir ülkedir. Onun için en palavra geleneklere bile sımsıkı sarılır. Amerikalılar kıtaya ilk geldiklerinde Kızılderililer bunlara yesinler diye hindi vermiş. Yıllardır kutlarlar artık. (Tabii kendilerine hindi veren zavallı Kızılderililere sonra neler olduğunu kimse konuşmaz, o ayrı!) Hindi pişirilir, yanında patatesi, mısırı... Bütün ev halkı, akrabalar bir araya gelir. Yalnız arkadaşlar davet edilir. Hediyeler alınır vesaire. Günlük hayatı o kadar etkisi altına alan bir bayramdır ki, orada yaşarken biz bile rüzgârına kapılıp evde hindi pişirip yemiştik! Alın Noel Baba'yı. Yılbaşında Türkiye'de bile, büyük şehirlerde, sokaklar, alışveriş merkezleri bir sürü Noel Baba'yla doluyor. Yurttaşımız olduğundan değil! Bütün dünya geleneğe sahip çıkıyor kardeşim. O kadar sahipçıkıyor ki, biz bile benimsiyoruz.
Ramazanda nerede Karagöz Hacivat'lar? Hem Ramazan geleneği, hem geleneksel tiyatromuz, hem mizah, hem eğlence. Hani? Fıs! Nurhan Damcıoğlu olmasa kantocu da göremeyeceğiz. Hadi şimdi davulcuları da yasaklayın. Güllaçla pideyi, hatta kalabalık iftarları da kaldıralım, fazla eğlenceli oluyor, gürültü çıkabilir diye!
Sonra Ramazanlarda bir araya gelip topluca ağlarız! Ben Ramazan davulcusu için sınav açan belediyeleri kutluyorum. Belli bir standart koyalım tabii. Mani bilsinler, bet sesli olmasınlar. Kimlik kartı ve özel kostüm de konuşuluyormuş. Gayet güzel işte. Her türlü 'kutlama'ya canım feda. Ramazanda, bayramda, bütün geleneklerimi istiyorum, en aydınlık ve neşeli halleriyle.
Ramazan davulcumu da sonuna kadar koruyacağım! Bahşişleri bol tutunuz! Not: Ramazan ruhunu özleyenler için, bu hafta özel bir Avrupa Yakası hazırladık. Çok güleceksiniz!
|