|
|
Kentucky'li Brett'ten Sultanahmet tavsiyesi
The New York Times'ta yayınlanan ve dünyanın çeşitli yerlerinden turistik tavsiyelerin yer aldığı bir yazıda Türkiye'den Sultanahmet'teki Onur Halıcılık'ın partileri de var
İstanbul'da, Sultanahmet civarında, Marmara Denizi kıyısında halıcıların her akşam bir araya gelip bir yandan bira içip bir yandan Türkçe şarkılar söyledikleri bir yer var. Bazı akşamlar küçük bir ateşin üstünde tavuk bile pişiriyorlar. İnanın bir barda oturup yiyecek ve içecek için para ödemekten çok daha iyi bir seçenek. Bu adamları bulmak için Sultanahmet Camii'nin arkasındaki Onur Halı Dükkânı'na (büyük, kahverengi, ahşap bir bina) gidin ve sizi Kentucky'den Brett'in gönderdiğini söyleyin." Büyük olasılıkla okuduğunuzda "Bu da ne?" dediğiniz satırlar geçtiğimiz günlerde, dünyanın en ünlü gazetelerinden The New York Times'ta yayınlandı. Gazete için mümkün olan en ucuz yolla dünya turuna çıkan bir meraklıya dünyanın dört bir yanından gazetenin okuyucuları da gönderdikleri e-maillerle önerilerde bulunuyordu. İşte Sultanahmet'teki bu eğlence ve Onur Halıcılık, gazete için dünyayı gezen kişiye Brett'in gönderdiği tavsiye maili.
MÜŞTERİYLE TATİLE ÇIKIYOR Biz de gazetede yayınlanan bu maili okuyunca, Brett'in tarifinden yararlanarak Sultanahmet Arasta çarşısındaki Onur Halıcılık'ın yolunu tuttuk. Bu tarifle mağazayı bulmak hiç zor olmadı. Onur Halıcılık'ta bizi mağazanın sahibi Nufel Çetinkaya karşıladı. İlk olarak deniz kenarında düzenledikleri bu eğlencelerin ne olduğunu sorduk. Çetinkaya sohbetimize, işletme prensiplerini anlatarak başladı. Nufel Çetinkaya'nın ticaret felsefesi Kapalıçarşı esnafına hiç benzemiyor: "Kapalıçarşı'da günlük satışlar yapılır ve her türlü fiyat çekilir. Biz ise müşteriye yatırım yaparız. Türkiye'ye diğer ziyaretlerinde bize de tekrar gelmelerini isteriz. Bu nedenle reklama yönelik hizmet veririz." Nufel Çetinkaya'ya Kentucky'den Brett'i soruyoruz. Kendisini pek hatırlayamasa da "Doğrudur, vardır öyle bir arkadaşımız," diyor ve ekliyor; "Bazı müşterilerle diyaloğumuz iyi oluyor. 'Hadi mangal partisi yapalım, nerede yapalım, sahilde yapalım,' diyoruz ve birlikte yiyip eğleniyoruz. Örneğin bir müşteri 'Kapadokya'ya gideceğim, ama yalnız gitmek istemiyorum, sen de benimle gel,' diyor. Kalkıyoruz onunla iki, üç günlüğüne Kapadokya'ya gidiyoruz. Çünkü biz onları müşteri değil, dost, arkadaş gözüyle görüyoruz. Mesela ben hayatta bungee jumping falan yapmam, ama müşteri 'Hadi yapalım,' derse mecburen yaparım." Sizin anlayacağınız Çetinkaya, müşteri hatırına çiğ tavuk bile yemeye hazır.
Eylem BİLGİÇ
|