Ya taraftar olsaydı?
Şurası bir gerçek ki suskun tribünler önünde futbol, tuzsuz yemeğe benziyor. Özellikle kendi sahanızdaki maçta taraftarınızdan yoksun kalmak, maça motive olabilmek açısından bir hayli zor. Bu yüzden maçın ilk yarısında Trabzonspor'da Beşiktaş maçındaki coşkuyu, inancı, kazanma azmini ve saha içi yardımlaşmasını göremedik. Osasuna tipik İspanyol takımı... İlk yarıda takım savunmasını çok iyi uyguladılar. Topun olduğu her yerde çoğaldılar ve topu kaptırdıkları anda hızla geriye görev yerlerine döndüler. Topu kazandıkları anlarda da hızlı hücum girişimlerinde bulundular. Trabzonspor'un ilk yarıda hücumda etkisiz kalmasındaki en önemli sorun orta alandı... Zaten Trabzonspor'un oyun sisteminde gerideki 4 oyuncunun hücuma hiçbir katkısı yok. Hasan'ın yokluğunda orta alanda görev verilen Ferhat yeni yerini yadırgadı. Ve Osasuna'nın attığı gol Ferhat'ın bulunduğu bölgeden geldi. Szymkowiak ilk yarıda kendisinden beklenen oyunu ortaya koyamadı ve ilerdeki oyuncularla pas bağlantısını gerçekleştiremedi. KANATLAR ÇALIŞINCA... 10 kişi kalan rakibine karşı, orta alandan Szymkowiak'ın yerine Ömer Rıza'nın oyuna alınması ve Marcelinho'nun yerine de Umut Bulut'un girmesiyle birlikte Trabzonspor, ikinci yarıda rakibi karşısında daha fazla baskı kurmaya başladı. Bunun yanında ilk yarıda ofansif anlamda hiçbir üretkenlikleri olmayan iki kenar adamı, kanat bindirmeleriyle rakip savunma kurgusunu bozdu ve böylece Trabzonspor daha fazla gol pozisyonu üretti. Önce Gökdeniz ve maçın son dakikalarında Umut'la 2-0'dan 2-2'i yakalamayı başardılar. "Acaba bu maçta taraftarıyla bütünleşebilecek Trabzonspor bundan daha iyisini gerçekleştirebilir miydi?" diye düşünüyorum.
|